2018: YILIN EN İYİ CAZ ALBÜMLERİ

Bu listede senenin en iyi albümlerinden öte cazın evrilip yeni yollar açtığı albümleri derledim. Çok fazla albüme haksızlık ettiğimi biliyorum ama bu sene hem benim hem de biraz daha genç kitlenin dinlemekten sıkılmadığını bildiğim albümleri seçmeye çalıştım.  Aşağıdaki albümlerin hepsi, farklı müzik dallarının son hallerini bünyesine katıp bir şeyler yaratmayı seçmiş. Bu yüzden hepsinin sound’u daha genç ve yaptıkları müzik tarzı daha tanıdık. Tüketilirken keyif vereceğine emin olduğum, hem benim hem de onlarca kritiğin kefil olduğu bir derleme ortaya çıktı. Mainstream’in dışında, yeni şeyler arayan müzikseverlere hepsini tek tek öneriyorum. Her albümden 2 şarkının olduğu bir playlist’i de aşağıya bıraktım:

Kaması Washıngton – Heaven and Earth

Büyük bir hayal gücü, özgürlük ve idealistlik. Mitolojilerin ve kahramanlık öykülerinin dünyasından çıkmış bu albüm, hem dünyada hem de cennette heyecanlı bir yolculuk vadediyor. Grup üyelerinin kimi zaman yalnız kimi zaman birlikte devam ettiği epik tınılar ile kutsallaşan bir yolculuk.

R+R=Now – Collagıcally Speakıng

Robert Glasper klavye, Terrace Martin  synthesizer ve vocoder , Christian Scott aTunde Adjuah trompet, Derrick Hodge bas, Taylor McFerrin synth ve beabox, son olarak da Justin Tyson davul. Kendi badass tarzlarını yakalamış ve başarılı bir şekilde ilerleyen tüm yenilikçiler R+R Now’da birleşmiş. Albümde her tarzdan bir şeyler bulmak mümkün: hip-hop, R&B, jazz, soul, funk. En güzeli de, bu füzyon yaratılırken her müzisyen kendi işlerindeki tarzlarını koruyup albümü bir “kolaj”a çevirmiş.

Sons of Kemet – Your Queen ıs Reptıle

Albüm, son dönemlerde cazı etkileyen her tarzı, içinde eritip bizlere epey eğlenceli bir parti sunmuş. Sons of Kemet son zamanlarda oluşmuş janra kalıplarını yıkıp, free cazın gerçek ruhuna bu albüm ile geri dönmüş. Free cazın sınırsızlığı içinde, kendi protest kişiliklerini de yine en iyi bu albümde yansıtmış.

Varıous Artısts – We out Here

Son zamanlarda İngiltere sahnesi grupları, cazı yine eskisi gibi dans edilebilir ve genç yaptığı için epey ilgi alıyor. Mammal Hands, Portico Quartet gibi ünlenmiş gruplar kendi yollarında devam ederken, biraz daha az tanınan isimler ise kendi işlerinin yanında bu kolektif albümü çıkardı. Nubya Garcia, Shabaka Hutchings, Ezra Collective ve KOKOROKO gibi isimler London caz sahnesinin bir fragmanını bu albümde çekmiş. Ortaya da ustaca oluşturulmuş bir mixtape çıkmış. Eğlenceli, chill ve bira yanı.

Idrıs Ackamoor and The Pyramıds  – An Angel Fell

Idris Ackamoor and The Pyramids, listedeki genç olmayan tek isim olmasına rağmen An Angel Fell epey genç bir albüm olarak yorumlanıyor. Albüm, korodan kemana, synthesizer’dan tamtamlara kadar neredeyse her olanağı kullanmış. Bu yüzden, aynı şarkı boyunca duymayı beklemediğimiz enstrümanlar bir değişkenlik sağlıyor. Albümdeki değişken olmayan tek şey ise sıcak Afrika ritimleri.

Kamaal Wıllıams – The Return

Kendine özgü bir sound yaratmak çoğu grubun ve müzisyenin hayalidir. Halihazırda olan şeylere küçük değişiklikler eklemek ise bu sound’u yaratmaya çoğu zaman yetmez. Kamaal Williams bu albümde 70’lerin elektro-funk tarzında büyük değişiklikler yaparak yepyeni bir sound bulmuş. Groove, funk-caz karışımı, elektronik bir sound. Kozmik ve sci-fi sayılabilecek bu sound, eski bir distopya filminin içinde gibi hissettiriyor. Gece dinlemesi epey keyifli.

Ambrose Akınmusıre – Orıgamı Harvest

Çok daha farklı sularda yüzen bir albüm. Daha çok klasik, hiphop, funk ve caz karmasından oluşuyor. Çok zor bir birleşim gibi gözükse de beğenmeyeni neredeyse yok. İnsanı her şarkıda yarattığı atmosferin içine çekiyor. Üstüne üstlük dinleyeni twist’leriyle aktif tutuyor. Farklı bir müzik anlayışı arayanlar için ideal.

Bunlar da epey iyi:

Mansur Brown – Shıroı
Unknown Mortal Orchestra – IC-01 Hanoı
Makaya McCraven – Unıversal Beıngs
Marc Rıbot – Songs of Resıstence 1942 – 2018

Yazı için Uğurcan Yılmaz’a teşekkürler!