MÜZİK SAVAŞLARI: “İYİ Kİ DAĞILANLAR”

Blogun tıklanma sayıları da, Facebook ve Twitter feed’imdeki hareketlenme de geçtiğimiz haftanın en büyük mevzusunun Yüzyüzeyken Konuşuruz‘un dağılması olduğuna işaret ediyor. Bilen bilmeyen herkes mevzu hakkında yorum yaptı; grubun dağılışı, varlıkları süresince yarattıkları heyecandan katbekat fazlasını yarattı. Twitter’da hızlı bir aramayla söz konusu olayın etkilerinin hala devam ettiğini de görebilirsiniz bu arada. Neyse, bu süreçte önüme düşen fikir parçacıkları içerisinde bir yaklaşım özellikle dikkatimi çekti, eminim mevzuyu azıcık takip eden herkes de benzer şeyler okumuştur. Aşağı yukarı şöyle ifade buluyor: “AHAHAHA YÜZYÜZEYKEN KONUŞURUZ DAĞILMIŞ, DARISI X, Y, Z GRUPLARININ BAŞINA”.

Kişisel olarak Yüzyüzeyken Konuşuruz ile aramda herhangi bir bağ yok. Dürüst olmam gerekirse kendilerinin zihnimdeki karşılığı: 1. Kadıköy 2. Çay 3. “Ay bu çocuğun gözleri ne güzelmiş” 4. “92’liymişler abi, biz bile yaşlandık” 5. “Röportajları çok iyi okundu”. Bu sebepten dağılmaları haberi karşısında orta ölçekli bir şaşkınlık (çünkü sevenlerinin çok olduğunu biliyorum) dışında bir reaksiyon vermedim, ta ki söz konusu yorumları okuyana kadar. Kişisel olarak “İsabet olmuş, zaten kötü müzik yapıyorlardı” ile “Umarım müzik kariyerleri sonsuza dek son bulur ve sevmediğim bir tarzda müzik yapmış oldukları için acımasızca cezalandırılırlar” arasında fazlasıyla büyük bir fark olduğunu düşünüyorum. Ve dürüst olacağım, koca koca adamların, bir şekilde müzik dünyasında tutunmaya çalışan genç insanlara duyduğu bu öfkenin sebebini anlamıyorum. Söz konusu tartışmaların bir başkası, bir başka grubun dağılışıyla tekrarlanmadan altını çizmenin faydasını görebileceğimiz 3 (üç) nokta var ve tam şu an altlarını çiziyorum:

1. Çok yetenekli, acayip başarılı, müthiş istekli olmanıza rağmen bir türlü hobiden öteye geçememiş müzik kariyerinizin sorumlusu Yüzyüzeyken Konuşuruz, Son Feci Bisiklet, Yok Öyle Kararlı Şeyler veya çeşitli söz öbeklerinden oluşmuş isimlere sahip başka bir takım gruplar değil.

2. Daha iyi müzik dinlemek için daha iyi müzik üretmek/üretimine katkıda bulunmak gerekiyor. Üretileni beğenmiyorsak daha iyisini üretmek, daha iyisini yapanlar olduğunu düşünüyorsak duyulmaları için payımıza düşeni yapmak durumundayız. Kalben‘in Sofar performansı sonrası arşa yükselişini fark etmemiş olamazsınız. Söz konusu genç gruplar kendilerinden çok daha yetenekli olduğunu düşündüğünüz gruplardan/isimlerden çok daha fazla tanınıyorsa bu büyük ölçüde onları desteklemeye istekli takipçilere sahip olmaları yüzünden.

3. 30 yaşına merdiven dayamış insanların “genç yetenek” diye önümüze sunulduğu (bu tabii ki söz konusu insanların suçu değil) bir müzik ortamında genç ve daha genç insanlara; daha iyi müzik için genç insanların müziği bir kariyer alternatifi olarak görebilmesine ihtiyacımız var. Bu noktada her genç müzisyene destek olmak çok mümkün ya da makul olmasa da en azından kendi kitlesini bulmuş olanlara köstek olmamaya çalışmak iyi bir başlangıç olabilir.

Velhasılı kelam, zaten tutunmanın zor olduğu bir müzik atmosferinde az daha yapıcı olmaktan zarar gelmeyebilir. Bütün genç müzisyenlere selam olsun.