ORADAYDIK: BATTLES

Salon IKSV bu sezonu New Yorklu math rock* üçlüsü Battles’ın arka arkaya 2 gün gerçekleşen performanslarıyla açtı. Kendilerinin 24 Eylül’deki izleyicileri arasındaydım.

Battles konserini ilk dakikasından son dakikasına dek izlediğimi söyleyebilmeyi çok isterdim. Ne var ki bu sezon ilk kez Salon’a ayak basacağım o mutlu anla arama yaklaşık 40.000** futbol izleyicisi girdi. Çok sayıda mutsuz ve terli insanın arasında ters yöne hızla yürümemi gerektiren bir yolcuğun ardından Salon’a vardığımda ben de fazlasıyla mutsuz, terli ve konsere yarım saat geç kalmış bir bireydim. Dolayısıyla ilk yarım saatte neler olduğunu anlatamıyorum ama bu uzun ve rahatsız edici detaylarla dolu açıklama belki kendimi affettirmeme yarar. İkna olmayanlar için ”tırnak içi” jestini, göz devirme mimiğimle kombinleyip ”Sonuçta bu bir tecrübe yazısı” ve ”Blogger’ız biz yani” ifadeleri eşliğinde servis edebilirim ama buna gerçekten gerek kalmayacağını umuyorum.***

Orta yerinden giriş yaptığım konser Battles’ı ilk canlı görüşüm oldu. Kişisel olarak Battles’ı canlı dinlemenin beklediğimden (esasında evde dinlemekten) daha fazla efor gerektirdiğini söyleyebilirim. Ayaklarınız dans etmek isterken zihniniz yalnızca seslere odaklanmak istiyor; kendinizi herhangi birine adama şansınızsa neredeyse yok. Diğer izleyicilerden de gözlemlediğim o ki Battles’ın müziğini bir odanın içine doldurduğunuzda ritimler, katmanlar ve detaylar arasında küçük çaplı bir dikkat bozukluğu geliştirmek gayet doğal. Diğer yandan kendilerini açık havada ya da daha büyük bir salonda dinlemenin aynı keyfi vermeyeceğini tahmin ediyorum. Benim özelimde, Battles elemanlarının enstrümanlarıyla ve yarattıkları seslerle aralarındaki ilişkiyi görmek de tecrübenin önemli bir parçasıydı. Bu açıdan Battles’ı Salon’da izlemiş olmaktan fazlasıyla memnun olduğumu belirtmek durumundayım.

Battles izleyicileriyle iyi iletişim kurabilen gruplardanmış. Mikrofonu ellerine aldıkları küçük zaman aralıklarında ister istemez neden en yakın arkadaşlarım arasında olmadıklarını sorguladım. Diğer izleyicilerin sahneyle etkileşimlerinden bu konuda yalnız olmadığım çıkarımını yapmak zor olmadı. Battles bir şekilde içinde bulundukları performanstan keyif aldıklarını ve bu yolcululukta bir arada olduğumuzu hissettirmeyi başarıyor. Merak edenler için kendilerinin hoş sohbetinden küçük bir parçayı şuracığa bırakıyor ve İstanbul’a tekrar geldiklerinde büyük bir zevkle izleyeceğimi belirterek uzaklaşıyorum:

*Math rock’ın ne olduğunu merak edenlerdenseniz; Google’a göre 1980’lerde ortaya çıkmış ritmik olarak komplex, çoğunlukla gitar temelli bir rock müzik türü. Battles’a sorarsanız insanların müziklerini tanımlayamadıkları için sığındığı bir liman.
**Bu sayıyı içinde mahsur kaldığım taksinin şöföründen aldım. Dolayısıyla doğruluğundan asla şüphe etmiyorum.
***Konserin başını çok merak edenleri bu yazıyı okuduktan sonra Bant’ın ikinci gün teftişine yönlendirebilirim. Pek detaylı ve şu an okumakta olduğunuz yazıdan çok daha bilgi odaklı bir içerik.