ORADAYDIK: LADY GAGA

Siteyi takip edenler bilir. Avaz Avaz‘da Lady Gaga lobisi vardır. Ben de bu lobinin başını çeken insanlardan biriyim. Artpop turnesinin bir ayağının da İstanbul olduğunu duyunca heyecanlanmamam mümkün değildi. Canlı canlı göreceğim diye de turneden hiç bir video izlemedim. Dün gece ise konser boyunca şaşkındım. Zaman zaman o sevdiğim elektronik Lady Gaga ortaya çıksa da geri kalan zamanlarda rockstar olmaya çalışan bir kadın vardı ve bunu pek beceremiyordu. Listedeki çoğu şarkıdaki ağır davul geçişleri, Lady Gaga’nın eline yalandan gitar alması, piyano başında geçen dakikalar işkence gibiydi.

Gecenin başlangıcına gidiyorum. Konser alanı İTÜ’ye gidişimiz biraz geç ve girişimiz sıkıntılı oldu. Sıra denen şey bize çok uzak bir kavram olduğu için karambol bir ortamdan alana giriş yaptık. Geç girdik ama yine de sahne içi kategorisinin önlerinde yer bulduk. Seyirci hep çocuktan mı oluşuyordu yoksa Lady Gaga sevenlerin boyları mı kısaydı bilemiyorum ama sahneyi çok rahat bir şekilde gören bir yerdeydik.

fotoğraf 1

Konser 9’da başlayacak demişlerdi. Saat 9 oldu ve Lady Gaga sahnesi birden açıldı, telefonlar hemen yükseldi. Açılış parçası tabi ki Artpop’tu. Aynı isimli son albümü sevdiğim, dinlediğim ve bildiğim için şarkılara eşlik ediyordum ama eşlik edenler az gibiydi. İş böyle olunca kadının sesi yardımcı vokallerin üstüne çıktığı her kısımda çok net duyuluyordu ve itiraf etmeliyim ki hem dans edip hem de şarkı söyleyemiyordu. G.U.Y. ardından Donatella peşine Venus derken Artpop’un sevdiğim parçalarıyla bir giriş oldu. Yine de dediğim gibi gereksiz davul ve gitar soloları kulağı tırmalamaya başladı. Gitarı ve davulu sevmediğimden değil tabi ki de Lady Gaga şarkılarının teması bunlar değil.

Biraz Artpop girişinden sonra Lady Gaga eski şarkılarına geri dönüş yaptı. Just Dance ve Poker Face ile neden meşhur olduğunu tekrar gördük. “Ma ma ma ma” demeyeli çok olmuş. Beyonce ortak yapımı Telephone’da hep bir yerlerden Beyonce fırlasın istedik. Paparazzi şarkısında önde dolaşan kamera sayesinde öndeki insanları ve Lady Gaga için gözyaşlarını gördük.

fotoğraf 2

Telefon ekranı ve lazere doyduk

Lady Gaga piyano başına geçince konser de yavaşlamış oldu. You and I‘ın peşine İranlı bir fanıyla yan yana oturarak Born This Way‘ı söyledi. Sevgi mesajları sel oldu aktı. Yabancı isimlerin İstanbul klişesini abartan Lady Gaga her müsait anda gerek şarkılarına gerek de konuşmalarına İstanbul’u monte etti.

Jewels N’ Drugs sırasında Lady Gaga sahneden kostüm değişikliği için yaptığı kaybolmalardan birini daha yaptı. O sırada sahneden seyircilere bir şeyler atılıyordu ama ne olduğunu anlayamadık. Judas ile geri dönüş gerçekleştikten sonra Aura ve Sexxx Dreams ile her yer seks oldu. Sonra biraz gerilere gittik ve Alejandro‘yu andık. Gecenin en güzel performanslarından Bad Romance hatıraları canlandırdık. O sırada sahnede ilk albümü 15 milyon, ikinci albümü 6 milyon satan Lady Gaga duruyordu.

Fosforlu

 Applause ile bizden alkışları kapan Lady Gaga küçük bir domuzcuk olup Swine‘ı söyledi. Konser  boyunca kostümleri beğensek de o son fosforlu hiç olmamış.

Bise çıkmak için içeri girdiği zaman tekrar çıkması için ön taraf kendini yırtıyordu ama bizim bulunduğumuz kısımlarda tık yoktu. Sanırım herkesin aklında dönüş nasıl olacak sorusu geziyordu. Bise çıktığı zaman ise yeni albümden pek de beğenmediğim Gypsy‘i seslendirdi. Konser bitti. Lady  Gaga efsanesini canlı canlı izledik ama o kadar da tatmin etmedi. Konser sonrası kendime söz verdim. Lady Gaga aşkımı kulaklıklar ardından yaşayacaktım.

Son olarak ise bana bazı yerlerde dediklerine dikkat et diyorlar ama siz “pride” bayrağınızı yükseklerde tutun diyen Lady Gaga, LGBTİ bireylere desteğini bu topraklarda da gösterdi.