RÖPORTAJ: HIATUS KAIYOTE

Geçtiğimiz baharda izleyip doyamadığımız bu cuma akşamı Salon sahnesinde izleyeceğimiz Hiatus Kaiyote’ye yeni albümlerini ve İstanbul’a önceki gelişlerinden beri olan değişiklikleri sorduk, pek tatlı cevaplar aldık. Röportajın sonlarına doğru ilerledikçe kendilerine en az bizim kadar bayılacağınızın garantisini veriyoruz. Buyurun:

Hızlıca ilk albümünüzden başlayalım, röportajlarınızdan birinde “Choose Your Weapon”da tamamen yeni şarkılarla birlikte bazı çok eski şarkılarınızın da yer aldığını söylemiştiniz. Albümün aynı düzen içerisinde duyulmasını sağlamayı nasıl başardınız?

Çok yerinde bir soru, sanırım kayıtlarımızda takınmaktan hoşlandığımız genel bir tavır var. Albümün büyük bir kısmında devam ettiriyoruz aynı örgüyü. Mesela şarkıların sıralasını değiştirip dinleseniz aynı düzeni göremezsiniz. Bilemiyorum, dördümüz beraber yaptığımız her şey, tek tek hepimizin onayını aldıktan sonra, bu doğrultuda oluyor bir şekilde.

Tawk Tomahawk albümünüzde, Nakamarra parçası için Q-Tip‘le bir iş birliğiniz oldu. Bu birliktelik nasıl gelişti? Gelecekte yeni iş birlikleriniz olacak mı, görünürde yeni bir ortaklık var mı?

Aslında kayıt şirketimizin başı, çok sevgili arkadaşımız ve efsanevi prodüktör Salaam Remi sayesinde böyle bir işbirliği şansı ortaya çıktı. Tawk Tomahawk bir süredir bağımsız olarak yayınlanmış durumdaydı, ama Sony’yle tekrar yayınlamak için birkaç yeni parçaya ihtiyacımız vardı. Bu yüzden albümde bir MC’yle işbirliği yapmaya nasıl bakacağımızı sordular, önce çok karşı çıktık ama Q-Tip ismini duyduğumuz anda “Öyleyse, işin rengi değişir…” diye düşündük. Böyle bir efsanenin albümümüzün bir parçası olması gerçekten harika, bir anda en iyi MC’lerden biri şarkımızın bir parçası oldu… Müthiş.

Müziğinize kulak verdiğimizde birden fazla janra duyduğumuzu hissediyoruz. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? Eğer katılıyorsanız bu süreç nasıl gelişiyor? Hepiniz kendi tarzınızı katıp mı böyle bir sonuca ulaşıyorsunuz yoksa bir araya geldiğinizde kendiliğinden ortaya çıkan şey bu mu?

Hepimiz çok farklı şeylerden hoşlanıyoruz, yani bir araya geldiğimizde karmakarışık bir şey ortaya çıkarmamız mantıklı görünüyor. Bence hepimizin güçlü olduğu yanlar olsa da hiç kimse birbirine karşı daha baskın değil. Bütün türler müziğin üst dilininin içinde kendine özgü ifade biçimlerine sahip. Bunlar aynı zamanda dinleyicinin vücudunun ve aklının farklı kilitlerini açmak için farklı birer anahtar denebilir bir bakıma.

Daha önceki çalışmalarınız sosyal medyada çok ilgi çekti ve diğer büyük müzisyenlerin paylaşımlarına konu oldu. Peki bu yeni albümünüz hakkında nasıl reaksiyonlar aldınız, dinleyicilerinizin yeni projeleriniz hakkında neler düşündüğünü öğrenmek için özel bir çaba harcıyor musunuz?

Aldığımız geri dönüşler harikaydı. Bunlar bizim işimizi yapmaya daha sıkı sarılmamızı sağlayan şeyler. Bizim daima sevdiğimiz müziği yapmaya inancımız olacak ve geçici heveslere, belli başlı para kazandıran akımlara -birçok müzisyenden farklı olarak- kapılmayan bir topluluk olacağız. Bu sayede en havalı hayran kitlesine sahip olduk, gerçek müzik çılgınlarından, her türlü müziğin derlemelerinden hoşlanan insanlardan oluşuyor. Herkesin albümlerimizdeki favori şarkısı apayrı, her şarkının bir şekilde farklı insanlara dokunabiliyor olduğunu görmek çok heyecan verici.

Daha önce İstanbul’a gelmiştiniz, burayı nasıl buldunuz? Dinleyicileriniz nasıldı, beklentilerinizi karşılayabildiler mi? Bu konser için nasıl olmalarını isterdiniz, konsere nasıl hazırlanalım?

Geçen sefer İstanbul harikaydı ama çok kısa süre kalabildik! 24 saatten daha az zaman geçirdik Istanbul’da. Bu sefer, öncekinden kısa bir süre sonra, bir gösterinin headliner’ı olabilme şansımız olduğu için çok mutluyuz! Eğer konser için hazırlanmak istiyorsanız bol bol su içip ısınma ve esneme hareketleri yapıp gelmenizi tavsiye ederim. Bir de yanınızda dünya tatlısı, küçük bir evcil hayvan getiriyorsanız Facebook üzerinden bize yazın ve soundcheckimiz sırasında birlikte bizi izlemeye gelin ki o küçük tatlı şeye bir “merhaba” deme fırsatımız olsun! Sizin için de giriş ücretsiz olacak tabii ki. Şaka yapmıyorum