RÖPORTAJ: MODDI

İki sene önce izlediğimiz, performansıyla ve tatlığıyla bizi büyüleyen Norveç’in sakin sesi Moddi, 18 ve 19 Ocak akşamı yine Salon’da sahne alacak. Kendisini son görüşümüzden beri yeni albümü Unsongs üzerinde çalışıyormuş, biz de kendisiyle bu albüm hakkında konuşmak istedik. Konser öncesi kendisiyle arayı kapatmak için röportajımıza göz atmadan geçmeyin, biletinizi hala almadıysanız da sizi bir önceki konserinden izlenim yazımızı okumaya davet ediyoruz. Buyurun:

Nasılsın, turne nasıl gidiyor?
Teşekkürler! Bütün bir yılı yolda geçirip bir sürü konser verdikten sonra Londra’da 2016’nın son konserini verip fazlasıyla hak ettiğim bir Noel tatili yapmak için sabırsızlanıyorum. Sonra da İstanbul’da sahne alarak turneme devam edeceğim.

Geçtiğimiz Eylül ayında yeni albümün Unsongs‘u yayınladın, ilk geri dönüşler nasıl oldu, memnun musun?
Gerçekten harika dönüşler aldım, albüm asla hayal bile edemeyeceğim yerlere, kişilere ulaştı. Ama aynı zamanda bunu başarmak hiç de kolay değildi, bir sürü zorlukla başa çıkmak zorunda kaldığımız da oldu. Ama sanırım “yasadışı”nın sözlük anlamı olan bir albüm yapınca beklemem gereken bir şeydi.

Yeni albümün farklı ülkelerde yasaklanmış şarkıların cover’larından oluşan bir seçki, bu fikir nasıl gelişti? Bu yasaklı şarkıları bir albümde toplamaya nasıl karar verdin?
Tek bir şarkıyla başladı aslında, Eli Geva, İsrailli bir asker hakkında yazılmış, 32 yıl boyunca unutulmuş hikayesi üzerine bir ağıt. İki sene önce bu şarkıyı ilk duyduğumda, böylesine güzel bir şarkı bunca yıl nasıl söylenmeden kalır diye düşündüm ve benzeri şarkıların da olabileceği fikri aklıma takıldı. “Unsongs” bu arayışımın bir sonucu.

Eminim albümündeki bütün parçaların çok ilginç hikayeleri vardır ama bunlar arasından seni en çok etkileyen hangisi oldu?
Sanırı geçen sene yaşadığım en etkileyici an Santiago de Chile’de 20 yıl önce yaptıkları müzik yüzünden ülkelerinden sürülen müzisyenlerle tanışmamdı. Her konuda fazlaca özgür bir ülkeden gelen biri için böyle hikayeler çok etkileyici oluyor.

Biliyoruz ki müzik hakkında araştırmayı seviyorsun ve dünyanın dört bir yanından bir sürü müzisyenin parçalarını dinliyorsun. Bu ilgin nasıl başladı, araştırmacı yapın müzik anlayışını nasıl etkiliyor? Yakın zamanda keşfettiğin biri var mı? Bu coğrafyadan da Kürtçe ve Türkçe şarkılar dinlemeyi sevdiğini biliyoruz, favorilerin kimler?
Özellikle bu proje sayesinde oluştu bu alışkanlık aslında, normalde asla haberdar olmayacağım müzikleri dinleme ve ilham alma fırsatı buldum. Türkiye’den de çok güzel şarkılar buldum, Metin ve Kemal Kahraman’ın ve Nûdem Durak’ın şarkıları dinlemeyi asla bırakmayacağım şarkılar arasına girdiler.

Türkiye’de yaşayan takipçilerinle Twitter ve Nordik Simit’in Snapchat hesabı aracılığıyla iletişimi koparmadın. buradaki kitlenden memnun musun? Burada kısmen büyük bir kitlen var, böyle olmasını bekler miydin?
Türk dinleyicilerime gerçekten çok minnettarım. Müziğe başlamadan önce hakkında çok az bilgiye sahip olduğum bir ülkede bu kadar çok dinleniyor olmak gerçeküstü bir hayal gibi benim için. Albüme Türkiye’de yasaklanmış bir şarkı dahil etmediğim için neredeyse mutlu gibiyim, aksi takdirde buraya bu sebepten ötürü gelemiyor olsam çok üzücü olurdu.

Seni daha önce Salon’da izleme şansı bulmuştuk ve performansından çok etkilenmiştik, senin için nasıldı? Bu sefer seyircilerinden ne bekliyorsun, konser için nasıl hazırlanalım? Ağırlık son albümde mi olcak, eski şarkılarını da duyacak mıyız?
Sanırım her şeyden biraz biraz çalacağım, hatta albümde olmayan ve henüz yayınlamadığım şarkılar da olacak. Sahnede iki kişi olmanın iyi yanlarından biri bu, neredeyse her seferinde doğaçlama yeni bir şeyler ekliyor ve şarkıların orijinaliyle oynuyoruz.