Mixtape: Walter White
(Emmy’lere üç gün kaldı. Pazar gecesi kimin ödül alacağını öğreneceğimiz başrol kategorilerinin her birinden favori karakterlerimize birer mixtape yaparsak beyinlerimizi esnetiriz biraz diye düşünüp işe koyulduk. Breaking Bad’in ilk iki sezonuyla iki Emmy kazanan Bryan Cranston’ın Walter White’ı ile başlamasak ayıp ederdik.)
İkinci Dünya Savaşı sonrasında, yahut daha tutarlı inceleyebileceğimiz bir dönem olsun istiyorsak 90’lardan itibaren Amerikan kültürünün, bir yüzü monoton, diğer yüzünde dönen dolapların haddi hesabı olmayan banliyöleri işleme takıntısı, yazar/müzisyen/senaristin, ne yana dönse klişelerle muhatap olmaya başlamasından ötürü, elini kolunu bağladı artık. Vince Gilligan’ın bence usta bir televizyon senaristi olduğunun kanıtı Scully ve Mulder arasında bir ilişki bekleyen insanlara dokuz sezon X-Files izletmeyi başarabilmesi değil, Walter White gibi gözünü kırpsan kaçıracağın nüanslara sahip, son yirmi yılını bir hayal kırıklığı şeklinde geçiren ama Kevin Spacey’nin on bir yıl önce patentini aldığı beylik depresif aile babası kalıbına sığmayan bir dahi yaratabilmesi. Bryan Cranston’ın güzelliği de kafayı kazıtmak, top sakal bırakmak ve fötr şapka takmak gibi tek başına bile becermesi zor üç imaj öğesini bir arada taşıyıp espri malzemesi haline gelmemesi, aksine görüp görebileceğiniz en rahatsız lise öğretmeni imajını yaratması.