Seattle’dan alışılmadık bir ses geliyor 

Belki biraz iddialı ve hatta abartılı duyulacak ama Thrift Shop‘un muhtemelen uzun yıllardır dinlediğiniz en catchy parça olduğunu iddia etmek için müzikal geçmişinizi dinlememe gerek yok. Çünkü biliyorum ki Macklemore ve Ryan Lewis’in pek çok insanın hayatına giriş hikayesi aşağı yukarı benimki gibi: “Thrift Shop’u duydum, günlerce aklımdan çıkmadı.” Hal böyle olunca, itiraf etmek gerek ki artık Avaz Avaz’da kendileri hakkında üç beş kelam etme zamanı geldi de geçiyor bile.

(Çok sıkıştırılırsam Thrift Shop’un son 20 yıl içinde Billboard Hot 100 listesinin zirvesine çıkan ilk bağımsız albüm olduğu gerçeğiyle kendimi desteklemeye çalışabilirim.)
.
Macklemore ikilinin sözlerle ilgilenen yarısı. Diğer taraftaysa projenin prodüktörü rolüyle Ryan Lewis var. Ekim 2012’de yayınlanan ilk albümleri The Heist’tan henüz daha hakkı verilerek bahsediliyor denemez. Keza ikili albümlerinde ikinci el alışverişten çok daha fazlasına dokunuyor. Albüm Malcolm Gladwell referanslı 10 Thousand Hours ile başlıyor. Başarıya giden yolun çalışmaktan geçtiğine dair ilham dolu bir 4 dakikanın ardından Can’t Hold Us‘ın yüksek temposu heyecanınızı bir tık daha yukarı taşıyor. Tam bu noktada soru işaretleri: Gerçekten pozitif bir hip hop albümü dinliyoruz ve henüz kızlardan, seksten, zenginlikten bahsetmedik, öyle mi?
.

The Heist beklemediğiniz yerlerde karşınıza çıkan, alıntılamaya doyamayacağınız sözlerle dolu. Macklemore Thrift Shop‘ta “ Fifty dollars for a t-shirt, that’s just some ignorant bitch shit”, hemen ardından gelen Thin Line‘da ise “The greatest trick that the devil ever pulled was convincing women that they looked better in their make up” diyerek arka arkaya kocaman laflar ediyor. Same Love, Wings ve A Wake ise albümün tartışmasız en güçlü parçalarından.

Gay evliliğinin yasallaşmasının en büyük destekçilerinden olduklarını söylemeye gerek yok sanırım.
.

Albümün tamamını tek tek açıklamaya girişecek değilim; Nerdeyse bütün parçalar farklı hassasiyetlere konuşuyor, hemen her biri Macklemore’un hayatında farklı bir noktaya dokunuyor. Uzaktan bakıp tanımlamaya çalıştığımda Thrift Shop’tan edindiğim ilk izlenimle kesinlikle uyuşmayan sözcükler bulup çıkarıyorum: Duyarlı, dert sahibi ve ayakları yere basan sözlere sahip bir albüm The Heist. Enstrüman kullanımındaki çeşitlilik, konuk müzisyenler ve taptaze beat’lerse ikilinin durduralamayan yükselişinin açıklaması. Kendilerine zaman ayırın, yakın zamanda isimlerini çok daha fazla duyacaksınız.

.