Alice In Chains, 90’lar grunge döneminin en kaydadeğer oluşumlarındandı.  



Jerry Cantrell‘in enstrüman hakimiyeti ve şarkı yazarlığı hususundaki tartışılmaz yeteneği, Layne Staley‘nin kendine has tınısı ve Jerry Cantrell armonisiyle birleştiğinde ortaya çıkan,(özellikle Dirt ve Jar of Flies albümlerinde) grubu diğerlerinden rahatlıkla ayırıyordu. Layne Staley’nin ölümü, hayranları için çok üzücü bir durumdu elbette. Alice In Chains’in 10 yılı aşkın bir aranın üzerine piyasaya sürdüğü yeni kayıt Black Gives Way To Blue, grubun verdiği aranın yalnızca Layne Staley hayranlarını değil, iyi müzik tüketenleri de üzmesi gerektiğini kanıtlıyor.

Albümün alışıldık Alice In Chains atmosferinden ve tınısından çok uzakta durduğunu söylemek mümkün değil. Grubun yeni vokalisti William DuVall‘ın Layne Staley’e epey yakın bir vokal yaptığını da hesaba katarsak, Black Gives Way To Blue eşliğinde Alice In Chains’in bıraktığı yerden devam ettiğini söyleyebiliriz.

Alice In Chains, uzun aranın ve yeni vokalistin yükselttiği beklentileri eski yöntemlerle karşılıyor: Harika gitar riffleri, vokal armonisi, kaotik/ağır bir atmosfer ve bu atmosferin içinde tatlanan ince numaralar. Check My Brain, A Looking In View, When The Sun Rose Again, Black Gives Way To Blue, All Secrets Known dikkatinizi çekebilecek parçalar. İçinde bulunduğumuz dönemin, mevzubahis parçalardan herhangi birinin Man In The Box, Rooster, No Excuses veya Would? mertebesine erişmesine izin vermeyeceği aşikar. Yine de son albümdeki mevzubahis parçaların, Alice In Chains’in en iyi işleri arasına kolaylıkla girebileceğini eklemekte yarar var.

Black Gives Way To Blue
, çok iyi bir kayıt. Layne Staley’nin ölümüne üzülme sebeplerinin arasından, Alice In Chains’in devam etmemesini çıkarabilirsiniz.