BELLE AND SEBASTIAN’IN ŞARKI SÖZLERİYLE DEĞİNDİĞİ MESELELER

90’ların ve sonrasındaki twee döneminin vazgeçilmez gruplarından Belle and Sebastian, geçtiğimiz günlerde yeni albümleri Late Developers‘ı yayımladı. Her ne kadar yeni albümün çok büyük bir hayranı sayılmasak da İskoçyalı gruptan hikayeler anlatan şarkı sözleri nedeniyle öğrenecek çok şeyimiz olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle de uzun bir süredir yenisini yayımlamadığımız bu “mesele” serimize de kendilerini konuk ediyoruz. Hadi başlayım hayat derslerine:

You know my wandering days are over
Does that mean that I’m getting boring?
You tell me
I’m tired of listening to myself now

My Wandering Days Are Over

Bir noktada büyüyüp uslanman gerekiyor. Bu durum, gelişimin kaçınılmaz bir parçası olmanın yanı sıra aynı zamanda gittikçe daha da sıkıcı birine dönüştüğün anlamına da gelebilir. Yorum size kalmış…

Said the hero in the story
“It is mightier than swords
I could kill you sure
But I could only make you cry with these words.”

Get Me Away From Here, I’m Dying

Bazen kalbinizi kırmak için bir şeylerin olmasına gerek kalmaz. Sadece belirli kelimelerin karşınızdakinin ağzından çıkması yeterlidir. Ne olduğundan ziyade, nasıl hissettiğiniz sizinle kalır.

What did you learn from your time in the solitary
Cell of your mind?
There was noises, distractions from anything good
And the old prison food
Colour my life with the chaos of trouble
Cause anything’s better than posh isolation

The Boy With The Arab Strap

Sakin bir hayat istiyorsanız iki kere düşünmenizi öneririz. Bazen sakin ve yalnız bir hayattansa kaosun hüküm sürdüğü bir hayat da size istediğinizi verebilir. Düşünmemek mutluluktur.

Is it wicked not to care when they say that you’re mistaken
Thinking hopes and lots of dreams that aren’t there?
Is it wicked not to care when you’ve wasted many hours
Talking endlessly to anyone that’s there?
I know the truth awaits me
But still I hesitate because of fear

Is It Wicked Not To Care?

Birinden tavsiye aldığınızda ya da biri size yanıldığınızı söylediğinde kendi bildiğinizi mi yaparsınız yoksa söyleneni mi? Hangisinin doğru olduğunu nereden bilebilirsiniz ki? Üstelik daha da kötüsü, artık başka birinin fikrini de bildiğiniz için kendi bildiğinizden de soğursunuz. Kafa karışıklığı ile birlikte içinizi bir korku kaplar.

Breaking off is misery
I see a wilderness for you and me
Punctuated by philosophy
And a wondering how things could’ve been

I’m A Cuckoo

Her ayrılığın ardından aklımızda aynı soru belirir. “Acaba tek bir şey farklı olsaydı her şey nasıl olurdu?”

I wish I had two paths that I could follow
I’d write the ending without any sorrow

Wrapped Up In Books

Üstteki düşüncenin hemen ardından da şu aklınızda belirir: “Keşke bu olasılıkları da görseydik de ona göre kararımızı verseydik”

Let me step out of my shell
I’m wrapped in sheets of milky winter disorder
Let me feel the air again, the talk of friends
The mind of someone my equal

I Want The World To Stop

Bazen depresif dönemlerden çıkmak için isteğimiz olsa da ortam buna uygun olmayabilir. İşte, tam da bu dönemlerde çevremizdekilerin desteği oldukça önemlidir. O arkadaşlar ise o dönemlerde kendi dertleri ile meşguldürler.

Everything is fine
When you’re young and stupid
Everything’s divine
When you’re young and stupid

Young and Stupid

Genç ve aptalken sadece iki modumuz vardır: Ya çok umursamaz davranırız, ya da her şeyi o kadar önemseriz ki bu bizi sonsuza kadar yaralı bırakır. Çoğu zamanda bu önemsediğimiz şeyler oldukça küçük şeylerdir.

Suddenly, you don’t belong (Suddenly, you don’t belong)
And if the others treat you wrong (And if the others treat you wrong)
Draw closer, try to make the most of…
You don’t have the time to waste time

Give A Little Time

Bazen bulunduğumuz yere ait hissetmeyiz kendimizi. Böyle durumlarda ilk yaptığımız şey yakınmak ya da kendimize acımak olur. Ancak hiçbirimizin harcayacak zamanı yok. O nedenle durumu kabullenip o anın tadını çıkarmaya çalışmak ve kendine odaklanmak en iyisi.

I know some friends of mine
Think about them all the time
Why can’t my life be like that?

Perfect Couples

Genç yaşta birbirini bulan, hızla evlenen o çiftler… Onlara özenmeyin. Muhtemelen 35 yaş civarında boşanacaklar.