ORADAYDIK: GIGOLOGY WEEKEND
Cuma gecesinden başladığım Gigology Weekend‘in yorgunluğunu henüz üzerimden atabilmiş değilim. Adeta önümüzdeki üç yılın dansını doya doya cuma ve cumartesi gecesinde tamamladım. Bunda Gigology Weekend line-up’ının gönlüme göre olması da baş rolü oynuyor.
Bütününü hatırlamakta zorlandığım cuma gecesi Büber ve Style-ist DJ seti ile başladı. Yarı içeride yarı dışarıda geçirdiğim zaman diliminde perşembe gecesinin nasıl geçtiğini öğrendim. Sonrasında Gigamesh‘i kaçırmanın verdiği hüzünle Tiger& Woods için yeniden Babylon‘da yerimi aldım.
Merak ve heyecanla beklediğim ikili DJ setin başında harikalar yarattı. İstanbul’a ilk defa Gigology kapsamında gelen grubun canlı performansı hafta sonunun ne kadar da hızlı başladığının adeta habercisiydi. Müziğin hızlı ritmini canlı dinlediğim gecede yine aynı cümleyi kurabildim: ”Tekrar gelsinler.” Gecenin son ismi ise Surrender! oldu. Ne zamandır beğeniyle takip edip de sahne alacağı günü beklediğim Surrender!, nihayetinde cuma gecesi ilk canlı performansını gerçekleştirdi. Her seferinde yüksek dozda dansla eşlik ettiğim parçaları Babylon‘da dinlemek, cuma gecesinin en güzel anılarından biri oldu. Surrender! macerasının bitmesiyle yorgun düşen bünyem, bunun daha yarını da var, Deep Shit‘i, Club Bangkok‘u var diyerek evin yolunu tuttu.
Bizde kapıda yakaladığımız Jack Savidge ve Edwin Congreave ile fotoğraf çektirmekte gecikmedik. Kısa süreli sohbet sonrası tatlı yorgunluk sebebiyle veda ettik ve Babylon‘dan ayrıldık. Geçen iki gecenin ikisi de birbirinden güzeldi. Yeni konseptler de her daim olmasını istediğimiz işlerden. Bu noktada Babylon ve Gigology‘e teşekkür ediyor, yeni konserleri şimdiden beklemeye koyuluyoruz.