SALI PAZARI: 03.04.2018

Bir salı akşamını daha aylardır sürdürdüğümüz geleneğimizle kapatıyoruz, geçtiğimiz hafta yeni-eski ne dinlediysek hepsini sıraladık, bir de playlistte toparladık. Size de keyifli dinlemeler!

CEMRE’NİN TEZGAHI

She Past Away – Rituel

Sırf “yerli” olduğu için en iyi ihtimalle ortalama denecek işlerin övüldüğünü gördükçe hala yeterince takdir edilmediğini düşündüğüm bazı harika gruplar geliyor aklıma:

Tame Impala – List Of People (To Try And Forget About)

Let It Happen’ın ilk yayınlandığı gün dün gibi aklımda ve hala B-Sideları da dahil her şarkıyı aynı keyifle dinliyorum, ne güzel albümsün Currents.

The Veils – Sign of Your Love

The Veils’ın son albümünü asla bu kadar sevemediğim ve aynı albümü döndürüp dururken diğerine elim gitmediği için biraz suçlu hissediyorum ama harika bir albüm, ne yapabilirim ki:

The Weeknd – Call Out My Name

İtiraf ediyorum, gerçekten her dinleyişimde “Konuş be Abel!” diyorum ciddi ciddi sesli olarak:

BERNA’NIN TEZGAHI

Sports – Someone You’d Rather Be Dating

Basit ama ilgi çekici grup adı, basit ama duygulara tercüman olan sözler. Arşivinizde her zaman bulundurmanız gereken, her duyguduruma uygun alternatif pop şarkılardan nadide bir tanesi.

Edis – An

Edis’in ilk albümünün en en güzel şarkısı. Çıktığı günden beri dönüp dönüp dinliyorum.

Cairokee – Abdel Qader (cover)

Eski şarkılara çok düşkünümdür ve onların yeniden yorumlanmalarını sevmem. ANCAK bu tabumu kesinlikle yıkan işte bu şarkıdır. Yılların Abdelkader’i, Süheyl ve Behzat tarafından korkunç bir versiyonu bile yapılmıştı, ama asla bu denli tüyleri diken diken edecek kadar güçlü olmamıştı.

EGE’NİN TEZGAHI

Kacey Musgraves – Slow Burn

Last.fm’e göre Kacey Musgraves’in son albümü Golden Hour’u 233 kere skroplamışım ve albüm çıkalı daha beş gün falan oluyor (Evet, hala last.fm kullanıyorum). Bu seneyi geçtim, son birkaç senedir hiçbir albümün bu kadar bağımlısı olmamıştım. Hep burun kıvırdığım country ile diğer türleri nasıl bu kadar doğal bir şekilde harmanlamış, nasıl böylesine su gibi melodiler ortaya çıkartabilmiş, albümdeki hem hüzünlü hem neşeli nostaljik havayı nasıl yakalayabilmiş, gerçekten hayretler içinde dinliyorum her seferinde. “Bir albüm dinledim, hayatım değişti” durumu söz konusu. Albümün ilk şarkısını şöyle bırakıyorum, zaten devamını da dinlemek istemekten alıkoyamayacaksınız kendinizi. Bu güzellikle herkesin tanışması gerek.

Rain Lab (Da Poet & İdil Meşe) – Rosetta’s Song

Rain Lab’in uzun zamandır merakla beklediğim EP’si sonunda çıktı ve asla hayal kırıklığına uğratmadı. EP’deki favorim Rosetta’s Song, bana Burial’ın işlerini hatırlattı; bir de işin içine İdil Meşe’nin yumuşacık vokaliyle saksofon girince muazzam bir şey çıkmış ortaya.

Bütün bu şarkıları topladığımız playliste de şöyle ulaşabilirsiniz: