Çünkü insan sosyal bir hayvandır.

Pragmatizme meyli olan genç pop kültür tüketicileri, serbest pazar ekonomisinin nasıl işlediğine aklı eren yetişkinlere dönüşmeye başladıklarında içinden çıkması güç bir ikileme düşerler: bir grubun / dizinin / filmin dünyadaki en büyük hayranı, hatta kendi dünyalarındaki tek hayranı olmanın karşı konulamaz ergen cazibesi, arz-talep terazisinin dengesini hayranı oldukları işler lehine değiştirme hevesiyle çakışır. İçimdeki ergen, tükettiği kültür objelerinden ne kadar az insanın haberi olursa farazi bir “inner circle“a o kadar yaklaştığını düşünür, ben ne kadar çok insanın haberi olursa yaratıcısına o kadar teşvik olur, hem belki bir takım marketing insanları bir trend oluştuğunu fark ederse bu sevdiğim işlerin devamı gelir diye düşünürüm.

Ben o ergenin bencilliğinden seneler önce kurtulmuş olmaktan gurur duyardım, geri gelmesi için Community yeterli oldu.

.

.

İçimdeki ergenle aramızdaki son büyük ihtilafın sebebinin Community olmasına aslında hiç şaşırmıyorum. Nihayetinde o, yedi ana karakterden hangisinin Dan Harmon’ın dublörü olduğunu düşünürken ben, yedi farklı karaktere aşılayacak kadar geniş bir kişilik sahibi bir insanın kaç farklı zihinsel bozukluktan muzdarip olduğunu merak ediyorum. Ben, her bölümün rotasının ne kadar özenle çizildiğini fark etmek için senaryo dersi almaya gerek olmadığını biliyorum, o “Winger speech to take us home” esprisinin ne kadar meta olduğuna, bir tek kendisinin anladığını da düşünerek daha büyük kahkahalar atıyor. Neyse ki Amy Pond’un Inspector Spacetime’a misafir olmak istemesi ikimizi de eşit derecede heyecanlandırıyor da kendime yabancılaşmamı aynalardan korkma seviyesine gelmeden dizginleyebiliyorum.

.

.

Hayranlığın kaynağı bu kadar temelde olduğu zaman, yanında gerekenden bir tutam fazla sadakat, hatta düşük seviyeli bir fanatiklik de geliyor. Giancarlo Esposito‘yu konuk oyuncu olarak getirip bölümün yarısında kendisini değil 8-bit avatarını kullanmayı tercih eden bir dizi yazarı olarak Dan Harmon’ın akıl sağlığı da, doruk noktasında Modern Family ve The Big Bang Theory’nin olduğu bir piyasada nasıl üç sezon çalışabildiği de hayrete düşülmesi gereken konular. Tartışmaya açık olmayan ise eğlence sektörünün, sitcom formatında bu kadar formüle uygun bir arınma ve aydınlanma hikayesini bu kadar eğlenceli anlatmaya yeltenebilen daha fazla alkoliğe ihtiyacı olduğu.

.

.

Harmon’ın Community’den ayrılması diziyi anaakıma kaydırıp eski hayranlarını hipster jargonuna mahkum eder mi diye düşünmeden önce, aslında bu dizinin anaakımın ne kadar dışında durduğunu tanımlayıp Harmon’ın yaptığı işi takdir etmek gerek. Altı sezon isteyip dördüncü sezondan itibaren yola Harmon’sız devam etmenin getirdiği Faust benzetmeleri, içimdeki ergene hiç de ihtiyacı olmayan bir ego patlaması yaşatıyor. Community ile ilgili tek pişmanlığım ise bu değil, ama şarkı adlarından fal bakmayı hala öğrenememiş olmam. Belki sitcom tarihinin en intihara meyilli şarkısının beklentilerimi düzenleyip hayranlığımı yontmama faydası olurdu.

.

.