İNCELEME: MAC DEMARCO – THIS OLD DOG

Eğlenceli röportajlar, turne müzisyenlerine yapılan şakalar bir yana Mac Demarco ortaya koyduğu muhteşem pop kayıtları ile indie sahnenin en önemli isimlerinden. Hayatın en sıradan anlarını gözlemlemesi ve bunları espri anlayışı ile harmanlayarak her defasında ciddi bir şekilde servis etmesi beni hep şaşırtmıştır. Demarco, hiçbir zaman medyaya yansıttığı o personayı destekleyen bir müzik yapmadı. Aldırmaz, çocuksu bir adamın ağzından yazılan melankolik ve sakin tınıları dinledik hep. Ancak Demarco, 2 sene önce servis ettiği Another One EP‘sinin ardından This Old Dog ile maskesini düşürüyor ve içindeki çocuğun büyümesine tanıklık ediyoruz.

Albümün açılışını My Old Man ile yapıyoruz. Mac Demarco hayranları için oldukça şaşırtıcı bir başlangıç. Alışık olmadığımız synth melodisine kulak kesildiğimiz an hiç de Mac Demarco olmayan bir akustik gitar melodisi ile karşılaşıyorsunuz. Ardından Mac dinleyiciye yakınmaya başlıyor. “Aynaya bak. Kimi görüyorsun? Tanıdık biri ama kesinlikle ben değil.” Esprili şarkıları ile öne çıkan bir müzisyenin dönüşünde bu kadar melankolik bir şekilde varoluş krizine girmesi sık rastlanır bir durum değil. Ancak Demarco, kendisindeki değişimin ve büyümenin farkında. Bununla hiçbir şekilde barışık değil ve bunu dinleyicisi ile paylaşmaktan çekinmiyor. Sıkıntılı bir ilişkisinin olduğu babasına dönüşmesinden mutsuz. Ancak hasta babasının parçasını kendinde bulmakta kararlı.

Mac’ deki değişimi kabullenmek zor olsa da zaman zaman Salad Days bize göz kırpıyor melodileri ile. Baby You’re Out, For the First Time ve One Another art arda eski günleri yâd ediyor. Ancak hiç olmadığı kadar yarı uykulu ve üzgün bir üslupla. Demarco’nun kız kardeşine yazdığı albümün en kısa kaydı Sister, albümde bir interlude etkisi yaratıyor. İkinci yarıda ise müzisyenin karanlık tarafı daha sıkıcı ve boğucu kayıtlarda ortaya çıkıyor. Ancak sona yaklaştığınızda bu karanlık tarafın en zevkli kısmına geliyorsunuz. On The Level, Mac’ in yeni albümünde öncelik verdiği synthesizerların etkisini en çok ortaya çıkaran şarkı. Albümün en iyilerinden biri olmasının yanı sıra müzisyenin farklı tarzlardan etkilense dair ortaya harika işler koyabileceğinin kanıtı. Ardından albümün en uzun kaydı Moonlight on the River geliyor. Albümün en içten ve dürüst şarkısı. Kapanışı ise hasta babası ile olan inişli çıkışlı hikayesini anlattığı Watching Him Fade Away yapıyor. Albümdeki olgunluğun en somut simgesi olan babasına ithafen kapanışı yapması albüme ayrı bir anlam katıyor.

This Old Dog, klasik Mac Demarco şarkılarına oranla daha synthesizer, akor ve akustik gitar odaklı. Bütün albümlerini tamamen kendi başına kaydetmiş bir müzisyen olarak Mac bu albümde teknik düzenlemeleri de üstlenmiş. Diğer albümlere kıyasla daha yalın, akıcı ve ruha hitap eden vokallerini ortaya çıkarmış. Albümü önceki kayıtlarla karşılaştırdığımızda ortaya çıkan en önemli farkın bu olduğunu düşünürsek Mac’in şu ana kadar kariyeri için yaptığı en başarılı adım olabilir bu. Montrealli müzisyen içindeki çocuğun büyümesini tüm açılardan ortaya koyuyor ve düzenlemelerin de albümün bu yanını desteklemesi ortaya başarılı bir uzunçalar çıkarıyor. Önceki kayıtları ile duygusal bir bağı olan hayranları This Old Dog‘u kabullenmekte zorlanabilir. Ancak Mac Demarco‘nun gerçekten kim olduğunu merak edenlerin kaçırmak istemeyeceği bir albüm.