RÖPORTAJ: SUUNS & JERUSALEM IN MY HEART

Geçtiğimiz sene Jerusalem in My Heart‘la çıkarttığı albüm vesilesiyle turneye çıkan Suuns‘la bu birliktelik hakkında konuştuk. Cumartesi akşamı Salon’da gerçekleşecek, Jerusalem in My Heart’la birlikte sahne aldıkları son performanslarından biri olacak bu konsere hazırlanmak için röportajımızı mutlaka okuyun:

Öncelikle nasılsın? Son albümünüzü yayınlamanızın üzerinden altı ay kadar bir süre geçti, şu ana kadar aldığınız tepkiler nasıldı?

İyiyiz, tepkiler nasıl veye nasıldı çok emin değişim açıkçası. Küçük çapta yayınlanmış bir albümdü, o yüzden pek çok insan fark etmedi bile muhtemelen. Genelde konserlerimiz sırasında insanların hoşuna gidiyor ve albümün tamamını satın almaya karar veriyorlar.

Jerusalem in My Heart’la ilişkiniz nasıl başladı ve bu ilişki nasıl beraber albüm çıkarma noktasına kadar ilerledi? Bu iş birliği hakkında ne hissediyorsunuz?

Suuns ve Jerusalem in My Heart birlikteliği Radwan’ın 2011’de yurtdışına çıkmasıyla başladı. İş ses üretmek olduğunda Radwan tamamen sezgisel bir şekilde hareket ediyor, gerçekten müzikal anlamda mükemmel bir uyum var aramızda. Uzun süredir solo olarak müzik yapıyordu ve Montreal’de Hotel2Tango isimli kendine ait bir kayıt stüdyosu vardı. 2012 yılının Kasım ayında 1 haftalık bir süre içinde birkaç demo kaydetmeye karar verdik. Çok iyi gitti gibi görünüyordu, biz de kayıtlarımız üzerinde biraz daha ince çalışıp 2014’te yayınlamaya karar verdik. Üzerimizde bir baskı ya da stres hissetmediğimiz için daha rahat çalıştık ve bu gerçekten harika bir deneyimdi. Suuns’ın ayrı olarak müzik yapma biçimi de oldukça etkilendi bu süreçten.

Bu sene Jerusalem in My Heart’la yayınladığınız albümde Doğu ve Arap müziği etkileri çok yoğun hissediliyordu. Sizce elektronik müziğin gelişimi ve değişimde dünya müziğinin ve yerel motiflerin etkisi ne ölçüdedir?

Bence birçok Arap müziğinin elektronik müzik anlayışı yönünde kendiliğinden bir eğilimi var. Bir sürü duygu barındırıyor ve çok tekrar içeriyor, hareketli ve capcanlı. Bu yüzden bu tip bir müziğe synthler ve davul ritimleri ekleme isteği çok doğal bence.

Yaptığınız müzikte çok rahat varyasyon sağlayabildiğiniz; sofistike ve detaylıdan minimaliste, club hitlerinden ninnimsi eserlere hepsine hakim olduğunuzu söyleyebiliriz. Bu farklılığı nasıl sağlayabiliyorsunuz? Bu dengeyi sağlama süreci bilinçli mi gerçekleşiyor yoksa sanat yapma sürecinin bir ürünü mü?

Tamamen sezgilerimize güvenmeye alışmış durumdayız, tek dayanağımız bu. Hangi tarzda müzik yapacağımıza dair pek fazla plan yapmıyoruz, sadece birbirimize uyum sağlamaya çalışıp akışa göre ortaya çıkardığımızı dönüştürmek istediğimiz şeye grupça karar veriyoruz. Bunun yanında grup içinde herkes çok farklı şeylerden ilham alıyor ve etkileniyor ama genelde konu kendi müziğimiz olduğunda gerçekten işe yaracağını düşündüğümüz bir şey ortaya çıkardığımızda hepimiz hissediyoruz.

Suuns müzik dünyasına katıldığından beri Montreal müzik sahnesi çok yol katetti. Bu konuda ne düşünüyorsunuz, takip ettiğiniz isimler var mı?

Montreal müzisyenler için inanılmaz yaratıcı fikirlerin ortaya çıkabildiği bir ortam olmaya devam ediyor. Çok iyi gruplar da var çok kötüler de. Bence Constellation Records’dakiler gerçekten göz önünde bulundurulması gereken isimler. Tabii bu isimleri de siz kendiniz bulmalısınız!

Daha önce İstanbul’a geldiniz, hatta sizi Salon’da da izledik. Fakat şimdi Jerusalem in My Heart’la birliktesiniz, bu seferki konser hakkında nasıl hissediyorsunuz? Son gelişinizden beri neler değişti sizinle ilgili olarak?

Bu sefer kesinlikle geçen seferkinden bambaşka bir konser olacak. Kayıt albümümüzün tamamını çalıyoruz ve konser de tamamen bununla alakalı. Charles-André Coderre’in eseri olan görüntüler eşliğinde ilerliyor konserimiz. Suuns ve JIMH’ın çok yerinde dozlarda bir karışımını göreceksiniz konserde, ayrıca bu bizim uzunca bir süre için birlikte çalacağımız son konser olacak. Büyüleyici bir gece olacağına inanıyorum.