TANIŞIN: BAZART

2012 yılında Belçika’nın bana göre en tatlı şehri Gent’te kurulmuş, Belçika’nın en sevilen grubu diyebileceğimiz, en güzel şarkısının hangisi olduğunu seçmekte zorlandığım albümleri ile hayat bulduğum Bazart’ı siz sevgili Avaz Avaz okuyucularına gururla sunarım!

Bazart diye yazılıp “Bazar” diye okunan indie-pop grubunu vokallarde Mathieu Terryn, gitar ve back vokalde Simon Nuytten (abisiyle çaldığı gruba da bakınız: Felix Pallas), klavye, gitar ve yine back vokalde Oliver Symons (üzerine yine yazılıp çizilmelik Warhola’dan) temsil ediyor. Bu üçlü resmi temsilde yer alırken, kendilerini albümde ve canlı performanslarda destekleyen yine başka gruplarda da çalarken gördüğümüz davulda Robbe Vekeman ve basta Daan Schepers var.

Muntazam klavye tonları için Oliver’a çok şey borçluyuz ve hatta Simon ve Oliver’ı tiz back vokalleri için ayrıca tebrik etmemiz gerektiği kanaatinde oldum her zaman. Hollandalı Eefje de Visser ise Bazart’ın düet yapmayı çok sevdiği bir isim (bkz. Onder Ons). Hollanda ve Belçika kardeşliğinin adeta simgesi gibiler.



Bilenler vardır muhakkak, Belçika Sivas kadar büyüklükte üç dilli federal bir ülke. Böyle bir ülkede Fransızca, Flamenkçe ve Almanca şarkılar duyabiliyoruz. Kozmopolit başkent Brüksel harici herkes kendi köşesine çekilip kendi dilinde şarkı dinleyebiliyor. Türkiye dinleyicisinin ilgisini ise frankofon değilse, Flamenk eyaletinin şarkıcıları çekiyor: bkz: Oscar and The Wolf, Balthazar, Tamino, Faces on TV, Warhaus, Warhola. Spotify’da yukarıda listelediğim grupları en çok dinleyen şehirlerin başını İstanbul çekiyor, Ankara ve İzmir ise ilk beşte yer alıyor. Bazart’ı dinleyen ilk beş şehirde İstanbul’un olmamasının tek sebebi tabi ki Bazart’ın şarkılarını anadillerinde yani Flamenkçe dilinde söylüyor olması. Çünkü müzikalite ve canlı perfomans açısından değerlendirdiğimizde listelenen grupların üstünde demek sanıyorum abartı olmaz.

Bu yüzden sevdikleri müzisyenleri sadece kendileri bilsin isteyen, onlara gizli mücevherat muamelesi yapan arkadaşlar için biçilmiş kaftan. Belçika ve Hollanda dışında bir yerde dinleyen sayılı insanlardan olduğunuz için kendinizi özel hissedebilirsiniz.

Çok sağlam müzikal alt yapıya sahip, albümlerini baştan sona oturup dinleyebileceğiniz, İngilizce sözlere eşlik etme merakı olmayanlar için İngilizce olmadığı zaten pek de anlaşılmayan sadece Belçika ve Hollandalıların bildiği grubu acil keşfetmenizi diliyor, Oscar and The Wolf grubunun kankaları oldukları için referansları da sağlam diyebiliyorum. Diğer referansları ise kısa sürede tükenen konser biletleri ve 2016 yılı çıkışlı ödüllü Echo albümü.

Grubun şarkıları çoğunlukla karanlık temalı olmasına rağmen konserleri sanki mutlulukla bezenmiş şarkılar söylüyormuşcasına hareketli. Grubun vokali Mathieu tam bir eğlence insanı; muzip, sürekli hoplayıp zıplayan ve seyirciyi nasıl eğlendireceğini çok iyi bilen, performansı gram düşmeyen bir adam (grup konserlerde manik, şarkılarında depresif bir profil çizince, bazen ne kadar bipolar bir grup diyorum kendi kendime).


2019 yılında Ancienne Belgique-Brüksel’de bizzat şahit olduğum konserleri hayatımın en güzel konserleri arasında yerini aldı bile.

Goud şarkısı ile muhteşem bir çıkış yakalamış grubun ilk hedefi Belçika’nın “Cabaret-Küçük Sanat” isimli müzik akımını yeniden canlandırmak olmuş.



Vokal Mathieu Terryn Belçikalı diğer artistlerden de etkilenmiş; Luc de Vos, Stijn Meuris ve Hollanda’da Spinvis ve benim de çok sevdiğim Effje de Visser. Ortak yanları ise şarkılarını Hollandaca (Flamenkçe Hollandacanın Belçika’da konuşulan şivesi) söylüyor olmaları.

Şarkı sözleri haleti ruhiyemizin genellikle karanlık tarafını odağına alıyor ve bu karanlık olma hali şiirsel bir bütünlükle ifade ediliyor.

Yani canım okur, kendine saklayıcı bir duruşun var ise Bazart sana göre. Sağlam grupları paylaşma vazifesi benimseyen okurlar ile birlikte biz yine de Bazart’ı gizlice paylaşalım derim.

Not: Desteği için Laura Hobin’e teşekkürler/Dank u voor de steun!