TANIŞIN: WET LEG

Sadece festivallere beleş girebilmek için kurulmuş bir grubu ciddiye alabilir misiniz? Peki, size sadece 6 dakikalık müzikle Spotify’da 25 milyon dinleyiciye ulaştıklarını söylesem? Karantina döneminde Chaise Lounge (ve, evet gerçekten şezlong) şarkıları ile mainstream ile indie müziğin arasındaki ince çizgiye şezlonglarını kuran Wet Plant, sektör tarafından şişirilerek ünlü edilmeye çalışılan bir proje olma damgası yedi. Kendileri ile aynı ismi taşıyan ve bu ay başında yayınlanan Wet Leg albümünü dinlediğinizde ise sizin de aynı fikre kapılmanız çok olası.

Yaklaşık 37 dakikalık Wet Leg albümü grubun Chaise Lounge ile başlayan ve sonrasında Wet Dream ile devam eden yükselişine ivme katacak nitelikte. İlk dinlediğimde “Riot Grrrl” akımının Z kuşağı ile canlandığını hissettim. Eğer benim gibi Y kuşağı çocuğu iseniz tam bu aşamada gözlerinizi devirip bir iç çekebilirsiniz. Mean Girls’den alıntılar, control alt delete referansları, Instagram, doomscrolling, eski erkek arkadaşın annesi için üzülme… Sürpriz, sürpriz. Isle of Wightlı ikili, 28 yaşındaki Rhian Teasdale ve Hester Chambers’dan oluşuyor. Hatta kendilerini Z kuşağı müzisyenleri ile aynı bağlamda değerlendirdiğinizde (Clairo, Arlo Park, Billie Eilish, Olivia Rodrigo gibi)Olivia Rodrigo haricinde hepsinden bağlamda daha “çiğ” bir noktada durduklarını söyleyebilirim. 30 yaşına yakın, kira ödeme derdi olan birinin Wet Leg ile bağlantı kurması ve müziğini içselleştirmesi biraz zor. Ancak konu tekniğe geldiğinde ise bir Y kuşağı ile karşı karşıya kaldığınızı fark ediyorsunuz.

Her ne kadar Wet Leg ile bir anda patlama elde etseler de bu ikilinin daha önce pek çok müzik deneyimi olmuş. Bunu şarkıların müzikal altyapısına dikkatli kulak verdiğinizde rahatlıkla fark edebilirsiniz. Wet Leg ise grubun “tamamen insanları eğlendirmek amacıyla başlattığı ve aslında hiç ciddiye almadıkları” bir proje. (Kendi sözleri – ben demiyorum) İlk single Chaise Lounge büyük patlamasını yaptığında Wet Leg, albümü çoktan uçtan uca kaydetmişti. Eğer şarkılar sonradan kaydedilseydi sonuç ne olurdu, çok merak ediyorum. Wet Leg, diğer şarkılarda da mainstream olan şarkılarındaki formülleri mi kullanırdı, yoksa diğer şarkılardaki bu farklılaşma yine de olur muydu? Albümün prodüksiyonunda farklılıklar olabilir miydi? 50 kişiyi festivalde eğlendirmek ile Spotify’da milyonlarca insanın kulaklarına ziyaret gerçekleştirmenin sorumluluğu arasında fark mıdır? Bunu şimdilik bilemeyecek olsak da albümün Domino plak şirketinden çıktığını belirtelim. (Arctic Monkeys, Franz Ferdinand, Cat Power)

Chaise Lounge için “100 kişiden bu şarkıyı söylemesini isteyebilirsiniz ve hiçbiri aynı hissi vermez” diyen Iggy Pop’un biraz abarttığını düşünüyorum. Ancak Loving You’nun akordeon hissi veren zeki synth’lerinin de enfesliğini reddecek durumda değiliz. Müzikte her sene bir adet çok büyük çıkış olur. Son 5 senedir Z kuşağı dominasyonunda olsa da bu senenin en büyük keşfi herkes için Wet Leg olacak gibi duruyor. Sektör zorlaması sonucu gözümüze sokulan isimlerden biri olup olmadığını bence gelecekte göreceğiz. Örneğin; Lana Del Rey için de bu suçlamayı yapmıştık ama şimdi kendisi günümüzün en iyi şarkı sözü yazarlarından biri. O nedenle Wet Leg için kulaklarımı açık tutup ikinci uzunçaları bekleyeceğim. Eğer sonuç hüsran olursa da aklımızda Ur Mom şarkılarındaki çığlık ile birlikte bir “one-hit wonder” sahibi olarak kalacaklar.