TANIŞIN: NoMBe

NoMBe personası ile müzik yapan Noah McBeth ile ilk nerede tanıştım emin değilim. Belki bir Spotify listesi, bir müzik kritiği ya da bir arkadaşımın tavsiyesi. Sadece bir gün uzun bir otobüs yolculuğu sırasında kaydedilen albümlerim listesinde olduğunu fark ettim ve işte, sihir orada başladı. (Acaba ne zaman kaydetmiştim… Hiç bilemeyeceğiz.) Yaklaşık 2 aydır Alman müzisyenin çıkış albümü They Might’ve Even Loved Me‘yi dinlemeden duramıyorum. Bu albüm hayatımın o kadar büyük bir parçası oldu ki çok büyük olasılıkla bu senemin favorisi ve hayatım boyunca sık sık geri döneceğim o nadir uzunçalarlardan biri olacak.

Önce biraz Noah McBeth’ten bahsedelim. Kendisi Almanya, Heidelberg kökenli olmasına rağmen şu anda Los Angeles’ta konumlu. Küçük yaşlarda klasik müzik ve piyano ile başlayan müzik eğitimi yeni ilhamlar ile apayrı bir yola saparak onu R&B dünyasına sürüklemiş. Ünlü R&B vokali Chaka Khan’ın vaftiz oğlu olduğunu düşününce pek de şaşırtmadı tabii ki. New York’ta geçen uzun bir süreden sonra Los Angeles’ta müzik kariyerine odaklanarak dört senelik bir çıkış uzunçaları hazırlama yoluna koyulmuş. Her ay yeni bir şarkı ile devam bu sürecin meyvesi olarak geçtiğimiz Ocak ayında They Might’ve Even Loved Me albümüne kavuştuk. Pharrell’ın radarına girmesi ve Alt-J ile turne yollarına düşmesi de bu albüm sayesinde oldu.

Her ne kadar türsüz müzik ve farklı ilhamlar son dönemlerde belirli albümleri diğerlerinden daha öne çıkaran önemli faktörler olsa da konsept albümler hayatımdaki en büyük yeri tutan çalışmalar oluyor. NoMBe‘nin çıkış albümü de hayatından çok kısa süreliğine dahi olsa gelip geçmiş kadınlara ithafen yazılmış şarkılardan oluşuyor. Vaftiz annesi Chaka Khan, karşılıksız kalan ya da lise aşkları ve hatta tek gecelik ilişkilerini bir mercek hâline getirerek tamamen saf ve katıksız bir biçimde kadınlara bakıyor McBeth. Erkeklerin gözünden objeleşen kadınlar, albümün açılış şarkısı Man Up‘ta erkeklere seslenme sebebi oluyor. Hemen ardından gelen Wait ömrünüzün geri kalanın parti marşı olma özelliğine sahipken ardından gelen Eden ile başarısızlığa uğramış bir aşkı dini ögelerle işliyor. Can’t Catch Me‘de gitar ağırlıklı indie pop ile Priests’e selam çakarken birkaç şarkı sonrasında Lorde yazmışçasına tutkunun derinliklerinde Sex şarkısı ile kayboluyorsunuz. Aşk, romantizm ve tutku ile dolu 18 şarkılık bu uzunçalarda McBeth sizi hiçbir koşulda hayal kırıklığına uğratmıyor.

Kendisinin müzik piyasasında ısınma turlarında olduğu bu dönemlerde çok fazla canlı performans sergilemediğini gördüm maalesef. Yine de NoMBe‘nin ikinci uzunçalarda da birincisindeki çizgiyi devam ettirdiği takdirde indie camiasında tanınan bir isim olacağına inanıyorum. Umarım arayı çok açmaz. Yine umarım, en az benim hayatımda bıraktığı bu derin etkiyi sizin kulaklarınıza da bırakmayı başarır.