İNCELEME: BOMBAY BICYCLE CLUB – EVERYTHING ELSE HAS GONE WRONG
Aslında bu bir konser incelemesi olacaktı fakat bugün gitmeyi planladığım ve iple çektiğim konser malum sebeplerden ötürü ertelendi. Ben de nasıl olsa evde bilgisayar başında duruyorum en azından albüm hakkında düşündüklerimi yazayım dedim…
Bombay Bicycle Club, birlikte müzik yapmaya “sonu belirsiz” olarak ara verdikten yaklaşık 5 yıl sonra Everything Else Has Gone Wrong ile geri döndü. Açıkçası hiçbir zaman benim için çok vazgeçilmez ya da çok heyecan verici bir grup olmamışlardı, hatta ara verdiklerini tesadüfen öğrendiğimde de pek bir şey hissetmemiştim. Nitekim, bugün Everything Else Has Gone Wrong beni Avaz’a yazmaya döndüren albüm oldu, gerçekten hakkında bir şey demeden duramayacaktım.
Albüm Get Up ile açılıyor, hafif cazımsı sounda sahip bir loop üzerine kurulmuş bir şarkı. Grup, önceki albümlerde hep farklı janralara yakınlaşmayı denediği için (örneğin Flaws’da folk ya da So Long, See You Tomorrow’da synthpop gibi) albümün geri kalanı hakkında çok fazla fikir vermese de neyle karşılaşacağımız konusunda meraklandırıyor. Is It Real ile devam ediyoruz, çok fazla tekrar üzerine kurulu, biraz basit bir şarkı ama yüksek ritmiyle ve yormayan sözleriyle insanı “tasasız” bir moda sokuyor. Belki çok zorlama çıkarım yapıyorum ama bana “Is it real? I wanna go back/Times have all changed and I don’t want that” sözleriyle post-Brexit iklimine de atıfta bulunuyor gibi geliyor. Üçüncü şarkı albüme ismini veren Everything Else Has Gone Wrong. Albüm tam olarak burada peak’ini yapmaya başlıyor. Şarkı Jack Steadman’ın deneyimlediği “writer’s block”tan ve sonunda bunu aşıp ikinci rüzgarını buluşundan bahsediyor. Dile dolanma ve bir konserlerine gidip “Keep the stereo on/Everything else has gone wrong” diye başlayıp bütün şarkıya eşlik etme isteği uyandırma potansiyeli çok yüksek.
Albüm yayınlanmadan önce tease ettikleri şarkılardan biri I Can Hardly Speak olmuştu. Nakarat öncesi ve sonrasında tekrar eden neşeli melodi ve bana 90’ların video oyunlarını hatırlatan gitar riff’iyle hemen insanın modunu yükselten bir parça. Albümün ortasına doğru ilerlerken, albümü ilk dinleyişimden beri benim favorim olan Good Day‘e kulak veriyoruz. Şarkı, Jack Steadman’ın çıplak sesiyle “I sit back and watch TV” deyişiyle açılıyor ve yaşlanmak hakkında aşırı içten ve dürüst sözlerle devam ediyor. Albüm oldukça yüksek tempoda giderken bir duraksayıp soluklanıyoruz. Daha sonra tam ortada albümün en başarılı şarkısını buluyoruz: Eat, Sleep, Wake (Nothing But You). Bu şarkıda ilk albümleri I Had the Blues But I Shook Them Loose‘a ve ikinci albümleri Flaws‘a göz kırparlarken biz de 3,5 dakikalık bir nostalji yaşıyoruz.
Albümün ortasında zirveye ulaştıktan sonra ikinci yarıya geçince bir çeşit düşüş yaşıyoruz, I Worry About You dinleyiciye çok fazla yeni bir şey vaat etmiyor. Ardından gelen People, People‘da vokallere -diğer parçalarda da back vokal olarak duyduğumuz ve geçtiğimiz Ekim’de yayınladığı albümüyle bizim de radarımıza giren- Liz Lawrence eşlik ediyor. People, People başta aslında Lawrence’ın babası hakkında yazılmış, arkadaşlık üzerine sıcak bir şarkı. Albümün dans pistlerine en uygun şarkılarından biri Do You Feel Loved? ile Bombay Bicycle Club sosyal medyanın günümüz toplumu üzerinde yarattığı onaylanma ihtiyacı hakkında da içindekileri döküyor. Ardından gelen Let You Go için kısaca prodüksiyon faciası diyebilirim, çok fazla fikir bir arada denenmiş ve şarkı resmen kaybolmuş. Kapanış şarkısı Racing Stripes ile ise sakin ve yavaş bir kapanış hedeflenmiş sanıyorum fakat çıkan sonuç ağır ve maalesef pek akmayan bir şarkı olmuş.
Bazı noktalarda zayıf olsa da (e.g. Coldplay seviyesi sıkıcılıkta şarkı sözleri ya da çok fazla fikri tek şarkıda buluşturma çabaları) Everything Else Has Gone Wrong grubun en başarılı albümlerinden aşağı kalmayan güçlü parçalara sahip. İyi bir indie albümü yapmanın formülünü bulduktan sonra tekrar düşmek ve ilgi çekiciliğini kaybetmek birçok indie grubunun kaçınılmaz kaderi. İşte tam da kariyerlerinin zirve yaptığı yerde verdikleri bu 5-6 yıllık ara gruba kesinlikle bu anlamda iyi gelmiş ve yeni fikirler üretme şansı tanımış gibi duruyor. Albümle ilgili aldıkları/alacakları geri dönüşler nasıl olacak, ertelenen konserler nasıl geçecek ve grup dağılmaya mı yoksa devam etmeye mi karar verecek merakla bekleyeceğiz.