İNCELEME: SOCCER MOMMY – CLEAN

Bu aralar herhangi bir müzik sitesine göz attıysanız Soccer Mommy‘nin çıkış albümü Clean‘i ve hatta ne kadar güzel olduğunu çoktan duymuşsunuzdur. Hakkında bir haftadır methiyeler yazılan bir albümü size baştan anlatmaya çalışmayacağım. İlk defa bir albüm incelemesinde sadece bir albümün neden güzel olduğunu anlatmak istiyorum.

Sophie Allison geçen sene yayımladığı Collection adındaki EP ile çoktan radarımıza girmişti. Çıkış albümü Clean ile de hızlıca gönlümüzde taht kurdu. Clean albümünün en güzel yani kendi türünde birçok öne çıkan albüm arasında gerçekten farklı olmayı başaran tek uzunçalar olması. Julien Baker‘ın Turn Out the Lights’ını hatırlayalım mesela. Harika bir albüm ve söz yazarlığı. Ancak müzikal açıdan eksik ve tamamlanmayı bekleyen bir eser gibi tınlıyor zaman zaman. Ya da güncel albümlerden Lucy Dacus‘un Historian‘ı. Her ne kadar dinlemesi oldukça keyifli olsa da albümü milyonlarca kere dinlediğiniz hissi içinize düşüyor. İşte, Clean albümü bu noktada ayrılıyor. Melodileri, gitarların şarkı içindeki yapılanması ve ayrılık gibi basit bir konuya dair bakış açısı ile her açıdan kendi türündekilerden ayrılarak adeta parlıyor.

Söz yazarlığı açısından da Clean geçer not alıyor. “Ben sadece ölen bir çiçeğim.” derken Sophie Allison’a üzülmüyorsunuz çünkü çoktan o duyguyu içselleştirdiniz. Şarkılardaki hikaye anlatıcılığı genel olarak lise yıllarında çekilen aşk acıları gibi tınlıyor ve 2018 senesinde en az duymak isteyeceğiniz hikaye belki de bu. Allison’ın bu hikayeleri anlatışı ise o kadar gerçekçi ve içten ki. Pitchfork albüm için “Taylor Swift’in hiç yayımlamadığı indie albüm.” demiş. Bence bu uzunçalar Taylor Swift‘in Fearless döneminde indie müziğe yönelseydi ve daha cesur bir anlatıcı olarak yer bulsaydı yayımlayacağı bir albüm. Sophie Allison’ın indie dünyasını tepetaklak edecek bir LP ile gelecekte karşımıza çıkmasını bekliyorum. O yüzden şaşırmayın.

Albümün gidişatı ve şarkıların teker teker nasıl oldukları ile ilgili ise hiçbir şekilde spoiler vermek istemiyorum. Herkesin kendi deneyimleri ve bakış açısıyla deneyimlemesi gereken bir albüm. Bu nedenle de Spotify linkini şöyle bırakıyorum: