NEDEN BAZI MÜZİSYENLER DAHA ÜRETKEN?
Bob Dylan’ın diskografisinin uzunluğuna neden çok az sayıda müzisyenin sahip olduğunu hiç merak etmiş miydiniz? Biraz daha yakın zamana gelelim. Bu sene Chemtrails Over The Country Club albümünü yayımlayan Lana Del Rey önümüzdeki aylarda 1 değil, 2 albüm daha yayımlayacak. Peki, bazı müzisyenlerin adeta yaratıcı bir makineye dönüşmesine sebep olan kök neden nedir?
Yaratıcı süreçlerin arkasındaki gizem, müzisyenler için de kendini koruyor. Tahminim ve araştırmalarım beni birkaç karma faktöre çıkardı. Öncelikle şunu belirteyim, her şeyde olduğu gibi müzikte de disiplin önemli bir yere sahip. Öyle ki bazen müzisyenlere plak şirketleri tarafından uygulanan “yapay disiplin” ters etkilere bile sebep olabiliyor. Bir müzisyenin en iyi işini çıkarabilmesinde “akış” hâline girmesi oldukça önemli. Üzerinizde üretme baskısı olduğunda ise bu süreç biraz yavaşlıyor. Tıpkı biri sizi yakın takipteyken belirli bir işi yapmakta zorlanıyor olmanız gibi…
Bob Dylan’ın muhteşem bir örneği olduğu diğer bir konu ise müzik ile edebiyatın ne kadar iç içe olduğu. Kendi şarkılarını üreten her müzisyen, günün sonunda bir yazardır. Yazarların en çok ihtiyaç duydukları nokta ise yaratıcı bir güç kaynağı oluyor. Disiplini yakaladınız ve üretmeye hazırsınız. Peki, ne üreteceksiniz? Etraflarında olan bitenden yüksek oranlarda etkilenen, daha “hassas” kişiliğe sahip olan kişiler beni çok iyi anlayacaklar. Üzerinizde biriken bu soyut duygusal yükü birilerine ya da bir şeylere yığarak belirli aralıklar ile arınmanız gerekir. Bu katarsis anların sayısının fazla olması ise bazı müzisyenler için hem bir kabus hem de bir şans. Daha fazla şarkıya sahip olmak harika olmalı. Peki, aynı duyguları tekrar tekrar yaşamanın getirdiği yük de eşit derecede keyifli midir?
Yazarlar için bir diğer önemli nokta ise başka yaratıcı yollardan beslenmeleri oluyor. Yaşadıkları deneyimler, tükettikleri kitaplar ya da filmler yaratıcı sektörlerdeki üreticilerin çıktılarına dolaylı ya da doğrudan etki sağlıyor. Politik olaylar, komşunun başına gelen bir talihsizlik ya da Sally Rooney’nin Normal İnsanlar kitabı… Hepsinin ortak noktası: Bir şarkıya dönüşmüş olmaları… Örneğin; Taylor Swift hayatında yaşadığı olaylar ve erkek arkadaşları hakkında çok fazla yazan bir müzisyen olarak tanınır. Ancak karantina döneminde deneyimlerinin tükendiği bir dönemde ilhamı, tükettiği diğer yaratıcı işlerde bularak diskografisinin en önemli işlerinden birine imza attı. Öyle ki yaratıcı sürecini durduraması kardeş albümü evermore’un yayımlanmasına bile sebep oldu. Etraflarındaki olayları başkalarıyla paylaşmak, bu olaylar karşısında hislerini dışarıya aktarmak ve bir nevi kendini ifade etmek için ihtiyacı daha fazla hissetmek de yaratıcı süreçleri etkiliyor.
Bu haftanın bültenini hazırlarken derin bir araştırma sürecine girdim. Oldukça şaşırtıcı olmasına rağmen bu konuda herhangi bir araştırmaya ya da görüş bildiren bir yazıya rastlayamadım. Herkes yaratıcı sürecin aşamalarından bahsediyor. Peki, bu süreçlerin bazı sanatçılar için daha kısa süreli ya da sık periyotlarda devam etmesinin arkasındaki sebep nedir? Lana Del Rey’in sırrı nedir? Şunu da hatırlamakta fayda var: Bazı müzisyenler yaratıcı süreçlerden çok nadir geçmelerine rağmen analitik bir bakış açısı ile tekrar tekrar işlerini ziyaret edip mükemmelleştirmeyi tercih ediyorlar. Laura Marling’in bir örnek olduğu bu grubu da göz önüne aldığımızda üretkenliğin bir müzisyen için elzem olduğunu kabul etmek ile beraber zorunlu bir ön koşul olmadığı konusunda da ikna oluyorum. Yine de merak etmeden duramıyorum. Eğer sizde de benzer bir merak varsa bu konudaki görüşlerinizi (özellikle müzisyenseniz) ya da bulduğunuz kaynakları paylaşmak için beni nerede bulacağınızı biliyorsunuz.