SELF-KARANTİNA: AVAZ AVAZ ÖNERİLERİ

Korona virüsü nedeniyle uzunca bir süre daha evde kalacağız gibi duruyor. Sürecin en sıkıntılı yanı da kendini yalnız hissetmek ve tabii ki belirsizliğin getirdiği dayanılmaz endişe. Bu nedenle home office olmadığınız zamanlarda keyifli vakit geçirmeniz ve birazcık müziğin gücünün ruhunuzu beslemesi için sizlere bu ilk yardım kitini hazırladık. “Müzik nereye dokunursa!” diyerek kitap, film, canlı yayın, podcast, playlist ve albüm önerileri ile dopdolu bir liste hazırladık.

KİTAP

Teoman – Fasa Fiso

Böyle bir listede yerli sahneye yer vermesek olmazdı. Çocukluğundan günümüze hayat hikayesi ile şu karantina günlerinde Teoman’ın dünyasına adım atmaya ne dersiniz?

Kim Gordon – Girl in a Band

Sonic Youth’tan Kim Gordon, tamamen serbest bir stil ile çocukluğundan kitabın yayın tarihine kadar hayatını tüm ayrıntıları ile bizlerle paylaşıyor. Patti Smith’in yazım stilini sevenlerin ellerinden düşürmek istemeyecekleri bir kitap.

Rob Sheffield – Love is a Mix Tape

Rolling Stone dergisinin editörü Rob Sheffield’in kaleminden müziğin hayatın her anına nasıl dokunduğuna tanıklık ediyoruz. Bir müzik yazarı olarak çalma listelerinin (onların döneminde mix tape oluyor tabii ki) önemini eşi ile olan ilişkisi üzerinden gözler önüne seriyor. Gerçek bir hikaye olduğunu da belirtelim.

Morrissey – Autobiography

Morrissey hakkında çok şey yazıldı ve çizildi ancak hiçbiri bu kitap yayımlanana kadar onun ağzından değildi. Doğumundan bu kitabın yayımlandığı 2013 yılına kadar Morrissey hakkında merak ettiğiniz her şeyin cevabı bu kitapta. Zaten 2013 sonrasında merak edebileceğiniz herhangi ilginç bir girişimi de olmadı.

Elijah Wald – How the Beatles Destroyed Rock n Roll: An Alternative History of American Popular Music

Her ne kadar adı biraz yanıltıcı olsa da 60’ların Amerika’daki rock’n’roll yükselişinin bir hikayesi ve popüler müziğin gelişiminin bir eleştirisi. Kitapta birazcık İngiliz vs. Amerikan bakış açısı yakalansa da günümüz popüler ve indie müziğinin çıkışını öğrenmek için temellerinizi bu kitap ile atabilirsiniz.

FİLM

24 Hour Party People ( Michael Winterbottom – 2002)

Lise yıllarımdaki Manchester takıntım ile giriştiğim ve sonradan popüler olduğunu öğrendiğim 2002 yapımı filmdir kendisi. Factory Records’ın kuruluşuna, 70’lerin İngiltere punk sahnesine ve 80’ler sonundaki New Wave gruplarının ortaya çıkışına tanıklık etmek isteyenler keyifle izleyecekler.

Inside Llweyn Davis (Coen Kardeşler – 2013)

Üniversiteye ilk başladığım sene vizyona girdiğinde sinemaya koştuğum ve keyifle izlediğim, şu anda bu listeyi yaparken de çok özlediğimi fark ettiğim bir film. Bu sefer sizleri 60’ların folk sahnesine ışınlıyorum. Müziğe ilginiz olmasa bile yine de keyifle izleyebileceğiniz bir yapıt. Folk sahnesinde kendine bir yer edinmek isteyen müzisyenin (Oscar Isaac başrolde, nam-ı diğer Star Wars’daki Poe) hayatına bir hafta boyunca tanıklık ediyoruz. Üstelik sürpriz sonlu! Sadece evdeki karantina günlerinde biraz depresif gelebilir, uyarmamış olmayayım. 

Almost Famous (Cameron Crowe – 2000)

Çoğu kişinin izlediğini tahmin ettiğim ama izlemeyenlere hatırlatma niyetinde listeye eklediğim 2000 yapımı filmde 16 yaşındaki küçük bir gencimizin müzik yazarlığına adım atışını izliyoruz. Gencimiz Rolling Stone dergisi için (bizim dünyamızda kurgusal olan) bir grubun peşinden sürükleniyor ve yepyeni bir dünyada kendini buluyor. Gerçek hayatta ise müzik yazarlığı hiç bu kadar macera dolu değil maalesef. Volkswagen Arena’da Belle and Sebastian’dan Stuart Murdoch için güvenliği aşıp barikatlardan atlamışlığım var ama o kadar. Tabii, Avaz bir Rolling Stone olmadığı için de olabilir.

Miss Americana (Lana Wilson – 2020)

Sürekli incelemesini yazmak istediğim ama bir türlü vakit oluşturamadığım belgeselimsi filmde Taylor Swift’in kariyerinin en başından Lover albümünün yayınlamasına kadar olan süreçte başına neler geldiğini izliyoruz. Daha da önemlisi, başına gelen onca kötü şeyde ilk defa Taylor’ın bakış açısına tanıklık ediyoruz. Şimdi Kanye West ile olan telefon konuşmasının tamamına da kavuştuğumuz ve kendisinin masum olduğunun kanıtlandığı şu günlerde, müzik dünyasında kadınlara vurulan “yalancı” “kurbanı oynuyor” gibi etiketler üzerine düşünmek için sizleri bu filmi izlemeye davet ediyorum.

Rolling Thunder Revue: A Bob Dylan Story (Martin Scorsese – 2019)

Scorsese’in No Direction Home’u başlı başına bir kült zaten. 2019 yılında gelen bu yeni filmde Bob Dylan’ın 1975 tarihli bir turnesine ışınlanıyoruz. Üstelik Dylan’ın kendisi dahil dönemin birçok önemli ismi ile röportajlar da var. Film ile ilgili en ilginç kısım da filmin yarısı gerçek, yarısı ise kurgusal. Hangi detaylar gerçek hangileri değil? Bakalım kimler çözecek…

MÜZİK PODCASTLERİ

Alt Rock Revivals

Bu kısa podcast serisi ile hayatımızda olan birçok müzik tarzının ortaya çıkışını öğrenebilirsiniz. Verilen bilgiler daha çok yüzeysel ve giriş seviyesinde. Eğer müzik tarzlarının geçmişi ile ilgili detaylı bilginiz varsa büyük ihtimalle bu podcast size uygun olmayacaktır. Yeni başlayanlar ve meraklılar içinse güzel bir giriş.

The Music Snobs

Tam adından da anlaşıldığı gibi müzik snob’larının konuşmalarını dinliyorsunuz. Tamamen müzik eleştirisi ve fikir alışverişi üzerine. Belki Avaz Avaz olarak biz de böyle bir şey yapmalıyız? Ne dersiniz?

NPR All Songs Considered

Tiny Desk serisinin yanı sıra NPR’ın bu müzik serisinin en güzel yanı her hafta yeni yayınlanan şarkılar ve albümler ile ilgili sizi güncel tutması. Müzisyenlerin de zaman zaman konuk olduğu ve röportajlar verdikleri ya da çalma listeleri oluşturdukları bölümler de bulunmakta.

The Art of Process with Aimee Mann and Ted Leo

Sadece müzisyenlere değil, birçok farklı daldan sanatçılara ev sahipliği yapan podcast’te fikir aşamasından uygulamaya kadarki tüm süreci dinleyebilirsiniz. İlham almak isteyenlere ya da şu sıralar yaratıcı gücünü ortaya çıkarmak isteyenlere özellikle tavsiye edilir.

Coffee & Flowers: A Podcast About The National

The National severlerin keşfetmesi gereken mini podcast. Sadece grubun işleri üzerine muhabbet şeklinde değil üstelik. Grubun üyelerinden albüm süreçlerini, ilhamlarını ve National’ın sihirli müzikal gücünü dinliyoruz. (Tamam, sonuncusunu ben ekledim)

ÇALMA LİSTELERİ


OST #66: SELF KARANTİNA 101 (Avaz Avaz)

Avaz ailesi olarak evde kaldığımız bu günlerde keyifli vakit geçirebileceğiniz, aynı zamanda bu günlerin moduna da uygun bir çalma listesi hazırladık. Home office yaptığımız sıkıcı günlerde kurtarıcımız oldu, umarız size de iyi gelmiştir.

top 20 albums of 2020 (Kerem Turgut)

Zorlu PSM ekibinden İBB Kültür A.Ş.’nin yeni transferi olan Kerem Turgut’un bu çalma listesini dinledikten sonra 2020 yılında çıkan güzel kayıtların çoğunu yakalamış oluyorsunuz. Karantinanın başlarında oluşturulan PSM’yle Evde Kal çalma listesi, daha çok Zorlu PSM’de sahne alan müzisyenlerden oluşuyor. Bu çalma listesi ise daha geniş bir yelpazeye sahip ve kendi OST’mizi tükettiğimizde geçiş yaptığımız playlist.

Social Distancing Distortion (Matt Berninger)

The National’ın vokali Matt Berninger’ın bizler için hazırladığı çalma listesi. Genel anlamda diğer çalma listelerine göre modu biraz düşürse de şu günlerden bir film yapılsa herhalde soundtrack bu şarkı listesi olurdu.

catch me inside (Phoebe Bridgers)

Phoebe Bridgers’ı oldukça seviyor olmamızın yanı sıra bu çalma listesi ile müzik zevkimizin de oldukça benzer olduğunu öğrenmiş olduk.

Calm Jams for the Times of Now (Kevin Drew)

Broken Social Scene’den Kevin Drew da sıkıntılı dönemlerimize merhem olacak çalma listeleri hazırlamakta. Önerdiğimiz diğer çalma listelerine göre daha ambient tınılara sahip listenin yatıştırıcı bir etkisi de var. Profilinden daha fazla listeye ulaşabilirsiniz.

ÖNERİ ALBÜMLER

Jessie Reyez – BEFORE LOVE CAME TO KILL US

Instagram’da hayranlığımızı defalarca duyurmanın yanı sıra bu kez de Jessie Reyez’e burada yer veriyoruz. Kendisi zaten şu ana kadar duyduğumuz tüm o popüler şarkıların arkasındaki muhteşem gizli dehaydı. (Mesela Dua Lipa ve Calvin Harris‘in One Kiss’i gibi) R&B tınıları ile duyulması gereken bir aşk albümü ile yoluna solo devam ediyor.

Thundercat – It is What It is

İlk gelen kayıtlar ile bizleri iyi bir albüm beklediğini çoktan biliyorduk. İlk gelen şarkılar, albüm hakkında merak ettiğimiz her şeyin yanıtıymış zaten. Bir önceki uzunçalar Drunk değil belki ama Thundercat, her zamanki gibi dinleyicilerine eksiksiz bir deneyim sunuyor.

Waxahatchee – Saint Cloud

Beni azıcık tanıyanlar “confessional female songwriters” şeklinde ifade edilen ama benim sadece “tanrıçalar” dediğim kişiler tarafından yazılan albümleri doyasıya sevdiğimi bilir. Bu da o kulvardan çıkan son albüm. Soccer Mommy sevenler ve yeni albümünü tüketenler bu albümden yollarına devam edebilir.

U.S. Girls – Heavy Light

Tamam, bir In a Poem Unlimited değil, ama yine de yeni albüm Heavy Light bir öncekinin kaldığı yerden devam ediyor ve bizlere farklı diyarlara sürüklüyor. Ayrıca mesaiye kaldığınızda Overtime şarkısı çok iyi gidiyor. Belki de mesai OST’mize bu şarkıyı da eklemeliyiz…

Caribou – Suddenly

Pop ve elektronik arasında asla ayırt edemediğiniz o ince çizgide Caribou mucizeler yaratıyor. You and I ve Home gibi şarkılar ile diskografisine değerli parçalar eklemenin yanı sıra evde geçirdiğiniz şu dönemlere de biraz hareketlilik katıyor.