Bazı çok ama çok sevdiğim müzisyenler var, pandemi ile sanki hayata ve müziğe küstüğünü düşündüğüm.

Konser olmayınca onca verdikleri emeğin heba olacağı düşüncesinin hakim olduğunu anlıyorum. Zira Amerikan müzik piyasasından gelmiyorsan, daha kısıtlı dinleyiciye ulaşabilmişsen, konserlerle ulaşabileceğin insan sayısı belliyken, yeni albümü ne sen istersin ne de müzik şirketin.

Fakat isterdim bir ufak haber alalım, ara ara ufak ufak birşeyler duyalım, hiç değilse bir single… Gönül koyduğum kişi Max Colombie ve grubu Oscar and the Wolf.

Sanıyorum grubun klavyeden sorumlu neferi Ozan Bozdağ faktörü ile birlikte, Oscar and the Wolf’un ikinci ülkesinin Türkiye olduğunda hem fikiriz. 2018 yazı Oscar and the Wolf ile geçti Türkiye’de. Ardından Tel Aviv ve Kahire konserlerini işitip, heyecanlandım. Ortadoğu’ya doğru koşuyordu Belçikalı electropop/synthpopçu OaW! Wow! Böyle her yaz danslara doyamayacağız mutluluğu geldi bana; o his ellerim cebimde omuzlarım dik, ağzım açık, aylak aylak etrafı gezdirdi.

Ardından pandemi bu koşuya ara verdirdi dedim, lakin şimdi anlıyorum ki koşu bitmiş sevgili müzik severler. O omuzlar yerlerde, o eller ancak ve ancak ara ara Strange Entity çalma tuşuna basabiliyor: I lost you, I miss you, I wanna hold you! Come back, come back!

Olaylar olaylar! Ben bu satırları yazarken Oscar and the Wolf, bu kederli fanını hissetmiş olacak ki, yeni albüm hazırlığında olduğunun haberini paylaşıyor instagramdan! Omuzlarım dik, aylak aylak yürüyebiliyorum yeniden! Teşekkürler Max Colombie!