HEADLINER: BİR SÜPERFANIN YARATILIŞI

2021 listelerimizden şu ya da bu bültenlerimizden de göreceğiniz üzere bu bültenin editörleri Taylor Swift hayranları. Bunun bir sonucu olarak Twitter’da utanç verici sayıda Taylor Swift şarkı sözü botu hesabı takip ediyorum (örneğin folklore, evermoreya da red için). Bu botların tweetlerine attığım like’lar da utanç verici boyutlara ulaştığı için Twitter’ın bana gösterdiği önerilen tweetlerin tamamı TS süperfanlarının tweetleri. Bu gibi büyük fan gruplarının tweetlerini ve kendini adamışlığını görmekse beni her seferinde süperfanlık hakkında düşündürüyor: Bir insan neden bir müzisyenin süperfanı olur?

2020 yılında binlerce katılımcıyla yapılan bir araştırmaya göre müzikseverler genellikle kişiliği kendi kişiliğiyle örtüşen müzisyenlerin süperfan’ı oluyor. Üç aşamada gerçekleştirilen bu araştırmada katılımcılara geçmişten ve günümüzden ikonların (Prince, Ozzy Osbourne, Taylor Swift gibi) yer aldığı bir liste sunuluyor. İlk ve ikinci çalışmada müzisyenin sergilediği personanın özellikleri ve katılımcının kişisel özellikleri arasında korelasyon olduğu görülüyor, üçüncü çalışmadaysa bir müzisyenin müziğini tercih etmeye yönelmenin bu kişilikler arasındaki örtüşmeyle birlikte (örneğin cinsiyet, yaş gibi faktörlerin örtüşmesi) arttığını gösteriyor.

Bu tercihin sebebi üzerine ayrıca bir çalışma olmasa da araştırmacıların tahmini kendimize benzeyen bir müzisyeni dinlemenin “anlaşıldığını, yalnız olmadığını ve aranızda bir bağ olduğunu” hissettirmesi. İlk örneğimize geri dönecek olursak bir dönemin en popüler kişilik testlerinden MBTI’a göre Taylor Swift personasının ISFJ kişiliğine sahip olduğu tahmin ediliyor, ki bu kişilik çeşidinin en sık rastlanılan kişilik olduğu da biliniyor. Bunun ışığında akıllara gelen soru, harika bir iş insanı olan Taylor Swift bu konudaki araştırmalara dayanarak mı bu kişiliği yarattı? (Benim oyum bu yönde, çünkü müzisyenlerin süperfan kitlesi yaratmak için kullandığı PR taktiklerinin olduğu da biliniyor -belki bu da bir başka yazımızın konusu olur?)

Bunun dışında bir müzisyenin fanı olmakla birlikte gelen bir gruba ait olma hissi de bir müzisyenin süperfanı olmanın etkenlerinden biri olabilir. Müziğin getirdiği birliktelik hissinin ise kültürel ve toplumsal etkenlerden üstün olduğunu ise bir başka araştırmagösteriyor. Bu araştırmaya göre bir müziğin ne anlattığını anlamak için o müziğin üretildiği kültürü bilmemiz gerekmiyor, bu da insani içgüdülerimizin müziği anlamamıza olan etkisinin kültürel birikimimizden üstün olduğunu işaret ediyor. Bu sonucu destekleyen başka araştırmalar da var, mesela bu araştırma da eğlence sektöründeki tercihlerimizin toplumsal özelliklerdense kişiliğimiz tarafından belirlendiğini gösteriyor.

Yani herkesin ayrı düştüğü, fikirlerin git gide kutuplaştığı, insanların kendisinden başka bir ülkeden, dinden, ırktan gelen, yönelimi ya da cinsiyeti farklı olan bireylere karşı önyargısının arttığı bu dünyada ve çağda müzik hala ortak paydamız olmayı sürdürüyor.