HEADLINER: ZOR ŞARTLAR ALTINDA HEAVY METAL

1998 yılında bütün metalcilerin en azından hayatında bir kere uğradığı Akmar Pasajı’na yapılan baskını ve buna sebep olan bir nevi cadı avına benzeyen satanist avını hatırlayanlarınız vardır. Henüz ortaokula giden bir ergen olarak, o yıl Şebek Heavy Metal Fanzinlerim yakılmıştı. Bununla kurtulduğuma seviniyordum, çünkü metal müzik dinlemem neyse ki yasaklanmamıştı.

Böyle bir av devam ederken Türkiye’de heavy metal müzik üretmeye ve konserler verilmeye devam edildi. Düşününce büyük bir şey… Ortadoğu ve Avrupa’nın ortasında kalmış Türkiye’de yaşadıklarımıza bakınca, Montesquieu’nün coğrafyanın gündemimizi belirlediği tezini onayladığımı belirtmeliyim. Zira yaşadıklarımız Avrupa ve Ortadoğu’nun tam bir karışımı.

Zor şartlar altında müzik yapmanın ve daha spesifik olarak heavy metal müzik yapmanın ne demek olduğunu bu sebeple Türkiye’de az buçuk biliyoruz. Lakin bugün sizi Afganistan ve Suudi Arabistanlı heavy metal gruplarına götürmek istiyorum.

İlki Suudi Arabistanlı black metal grubu Al Namrood (Babil Kralı Nemrut). Bildiğiniz gibi black metal, Norveç’te Hristiyan dinine karşı doğmuş bir metal müzik türevi. Sözlerinde genellikle satanik unsurlar bulunan oldukça sert, scream vokalli bir müzik türevi. Bir black metal grubunun şarkılarını dinlemeden hangi müziği icra ettiklerini yüzlerine bakarak hemen anlayabilirsiniz. Bu kolay anlaşılırlık siyah-beyaz makyajlarından geliyor. Ve Norveç hükümeti black metal müziği Norveç’in geleneksel müzikleri olarak kabul etmiş, ders kitaplarına da eklemiştir.

Şimdi esas can alıcı nokta böylesi bir müzik tarzının Suudi Arabistan’da icra edilmesi bana göre. Al Namrood black metal grubunu ilk dinlediğimde inanamamıştım. Çünkü çıktıkları ilk günden günümüze kadar varlıklarını sürdürebilmiş bir grup olmuş Al Namrood. Grup üyelerinin tabii ki takma isimleri var. Bu diğer black metal gruplarının da takip ettiği bir uygulama olabiliyor (hip-hop grupları gibi). Çalıştıkları prodüksiyon şirketinin adı: Sheytan Productions. Grup bugüne kadar yedi albüm ve üç single & EP çıkarmış. Şarkı sözleri Arapça. Fakat düşününce Al Namrood, bırakın Suudi Arabistan’da black metal müzik icra etmeyi, sözlerini de anadillerinde yazıyor. Yani kimsenin sözlerinde ne yazdığını anlamaması mümkün değil. Sözleri genellikle politik ve ek olarak sözlerde İslam öncesi dinlerinden ve Arap tarihinden motifler de var.

Afganistan’dan öncelikle Aryana Sayeed’den bahsetmek istiyorum. İcra ettiği müzik tarzı bana Şebnem Ferah’ı hatırlattı. Fakat sözleri sert ve eleştirel. Kanat şarkısı haricinde ana akım müzik icra ettiğini anlıyorum. Gitaristinin de kadın olması ayrıca tebrik edilesi. (Kliplerine için buradan ulaşabilirsiniz.) Afganistan’daki düzeni ne kadar eleştirdiklerini anlamak için Deri-Farsçası bilmeye gerek yok, klip yeterince iyi ifade ediyor. Ağustos ayında gerçekleşen rejim değişikliği ardından tahmin edildiği gibi Aryana Sayeed, Afganistan’dan kaçmak zorunda kalmış. Anladığım kadarıyla kendisi şimdi Türkiye’de.

Afganistan’dan bir diğer grup ise Afreet. İlk albümleri grindcore tarzı sanıyorum fakat yine rejim değişikliği ardından yayınladıkları klipleri My Land is Breaking harika bir müzikal altyapıya sahip. Bana İsveç death metal grubu Soilwork’ü hatırlattı. Klibin girişinde şarkıdan elde edilecek gelirin Afganistan’dan kaçmak zorunda kalan müzisyenlere verileceği bilgisi paylaşılıyor. Ve inanın izlerken ve sözlerini dinlerken gözyaşlarıma hakim olamadım. Şöyle söylüyorlar: Yalnız mı ölmeliyiz, korkarak mı ölmeliyiz? Kimse bizi hatırlayacak mı veya isimlerimizi?