SAYGI DURUŞU: METRONOMY – THE ENGLISH RIVIERA
En sevdiğimiz albümlerden biri 10 yaşını doldururken albümü biraz daha övmek için bu fırsatı kaçırmadık. Evet, bir Metronomy harikası The English Riviera artık 10 yaşında. 45 dakika 6 saniyelik bir şölen sunan bu albümü bilenler hatırlayıp tekrar dinlemeye başladı bile. Peki, bu albümü bu kadar özel şey ne?
Albümün giriş şarkısı albümle aynı adı taşıyan 37 saniyelik The English Riviera‘nın ilk saniyesinde başlayan “ben sizi rahatlatmaya geldim hissiyatı” ile albüme hoş buluyoruz.. Oradan We Broke Free‘ye bas gitar ile yumuşak bir geçiş yapıyoruz. Şarkı sonuna doğru kafa karışıklığımızı attıktan sonra tekrar aşık olduğumuz ve her şeyin yoluna girdiği(?) şarkıya “merhaba” diyoruz. Adı üstünde Everything Goes My Way. Yine de erken sevindik. The Look ile küçük çevreli aşkların sorunlarına dalıyoruz. Bu sırada müzikal olarak da albümün ilk tepe noktasına varmış oluyoruz.
Peşi sıra Joseph Mount’un daha kişisel ilişki problemlerine dalıyoruz. (Ne kadar kişisel olsa da bir o kadar da genel.) She Wants ile uyku problemleri olan eşini anlatan Joseph, Trouble ile ilişkideki tartışma dinamiğini güzel bir şekilde özetliyor. Artık, The Bay ile sahillere iniyoruz. Mustafa Sandal’ın Araba‘sı ile aynı konsepti anlatmasıyla bizden bir şarkı. Aynı zamanda da albümün ikinci tepe noktası… Sonrasında Loving Arm ve Corrine ile Joseph’in hovardalığına şahit oluyoruz. Some Written ve Love Underlined ile de pişmanlık ve yalvarışa… Böyle içten bir hikayeyi bol klavyeli ve bol baslı müzikal bir yolculuğa dönüştüren bu albüm aklımızın hep bir köşesinde kalacak.