SAYGI DURUŞU: TAYLOR SWIFT – RED (TAYLOR’S VERSION)

Taylor Swift, kendi versiyonu olan Red albümü ile karşınızda. Red albümünün popüler kültürdeki yerinden bahsetmeme bile gerek yok diye düşünüyorum. Swift’in country’den pop’a geçişini müjdeleyen albüm, single kayıtları ile tam bir baş belası gibi hissettiren ama özünde muhteşem bir albüm. Red; sonbahar, kırmızı ruj, sevgilinin ablasının evinde unutulan atkı ve daha fazlası ile tematik bir kısa film hissi veriyordu. Üstelik albümün – hatta Taylor Swift’in – en iyisi olan All Too Well ve şarkının gün yüzü görmeyen 10 dakikalık versiyonu ile tam bir kült seviyeye erişmişti.

Taylor Swift’in eski albümlerini yeniden kaydetme macerası ile Red albümü için ilk başta yazdığı 30-40 şarkıdan arta kalanları ve senelerce Swift’in evindeki bir çekmecede tozlu bir şekilde bekleyen All Too Well 10 dakikalık versiyonu da dinleme şansına eriştik. Öncelikle şunu belirteyim ki Taylor Swift’in yeniden kaydettiği önceki albümü Fearless (Taylor’s Version) ile karşılaştırıldığında Red (Taylor’s Version)’nın prodüksiyonu, yeni eklenen şarkıları ve yeni vokalleri çok daha güçlü. 2012’de yayımlandığında Grammy ödüllerinde “Yılın Albümü” kategorisinde kaybetmesi ile başlayan bu intikam yolculuğuna son noktayı koyuyoruz. İlk nokta ise Swift’in o gece ağlayarak hamburger yerken synth pop ağırlıklı bir albüm yazmaya karar vermesiydi. Albümün şu anki adı 1989. Hikayenin kalanını biliyorsunuz.

Red (Taylor’s Version), tam anlamıyla duygusal bir heyecan treni. Hatta albümü dünden beri dinlemem sonucunda yaşadığım bu çalkantılı duygu silsilesi nedeniyle ilk defa bir yazıyı kaleme almakta zorluk çekiyorum. Albümün ilk versiyonundan sevdiğimiz ama normalde Taylor Swift dinleyicisi olmayanların muhtemelen bilmedikleri State of Grace, Treacherous gibi şarkılarda Swift’in olgun vokallerinin etkisini ve prodüksiyon farklılığını ilk dinleyişte fark ediyorsunuz. İlk başta garipsemiş olsam da yeni versiyonlarında şarkılar orijinalliğini koruyor. Tüm albüm içerisinde sadece Holy Ground şarkısında prodüksiyon ve yeni vokaller orijinal şarkıyı aratıyor. Red (Taylor’s Version) albümünün en güzel yanı albümün single kayıtlarının yeni prodüksiyonları. I Knew You Were Trouble, We Are Never Ever Getting Back Together, 22 gibi “bayat” ve Max Martin imzalı kayıtlarının yeni versiyonlarında Taylor Swift’in olgun bir müzisyen olarak yeni bir perspektif getirmesini hissedebiliyorsunuz. Önceleri popüler müzik yapmak için etrafa saçılan synth ve pop melodileri hissi veren şarkılar, akıllıca yeniden oluşturulan prodüksiyonları ile çok daha yeni bir anlama kavuşuyor. Red’in yeni versiyonu, ilk versiyonundaki en büyük zayıflığını yeniden tanımlıyor.

Gelelim, albümdeki yeni kayıtlara… Swift’in pop müziğe geçişi için hazırlık olarak yazmış olduğunu düşündüğüm Babe, Message in a Bottle şarkıları tam anlamıyla bu geçişin simgelenen eserleri. 1989 albümündeki şarkılar kadar güçlü değiller kesinlikle. Ancak yeniden kaydedilen bir albüm ile ek bir hizmet olarak sunulan şarkılar olarak durumdan şikayet etmeyeceğim. Yeni şarkılardan açık ara en kötüsü Ed Sheeran‘lı Run. Sheeran ile Swift’in beraber yazdıkları ilk şarkı olmasına rağmen Everything Has Changed’in bu şarkıyı eleyerek albüme konmasına şaşırmıyorsunuz. Şarkıyı ilk defa dinleyişte bile defalarca aynı hikayeyi dinlemenin getirdiği yılgınlık üzerinize çöküyor.

Peki, en iyiler? Phoebe Bridgers iş birlikli Nothing New, Sufjan Stevens’in Fourth of July’ından sonra beni ağlatmayı başaran ikinci şarkı oldu (ki hayatım boyunca kaç şarkı dinlediğimi söylememe gerek yok sanıyorum). 22 yaşına girdikten sonra aslında hiçbir şeyi bilmediğini fark ediyor Taylor Swift. Yüzünüze vuran gerçekler ile şarkının içinize işlemesi için 22 yaşında olmanıza gerek yok. All Too Well’in 10 dakikalık versiyonunu ilk defa dinlediğimde ufak bir şok yaşadım. Tam olarak beklediğim şeye kavuştuğumdan emin olamadım. Birkaç defa dinleyişten ve Taylor Swift’in yönettiği Sadie Sink ve Dylan O’Brien’ın yer aldığı kısa filmden sonra yeni versiyon ile barıştım. Şarkının daha minimal olarak düzenlenmiş Jack Antonoff imzalı prodüksiyonuşarkının orijinalinde yer almayan daha farklı bir melodiye sahip olan kısımlarını kucaklıyor. Bu yeni kısımlarda şarkıdaki sonbahar ayında başlayan aşk hikayesinin bitme döneminde kışa ulaştığını öğreniyoruz. Şarkının yeni prodüksiyonu bir kar küresini anımsatıyor. Sonbaharı temsil eden bir albüm için muhteşem bir son. All Too Well 10 dakikalık versiyonun yeni eklenen kısımlarından bazıları şarkının büyüsünü koruması için gerekli durmuyor. Ancak yakından bildiğiniz ve içselleştirdiğiniz bir hikayenin arka planını görmek istediğiniz durumları hatırlayın. 10 dakikalık versiyon tam olarak hayranlara senelerdir bekledikleri bu fırsatı veriyor. Mesela aşk hikayesinin neden bittiğini sonunda öğreniyoruz – no spoiler.

Taylor’ın master haklarına sahip olduğu yeni Red albümü, seneler geçtikçe kıymeti anlaşılan ve değerlenen bir albüm olarak sonunda hak ettiği değere ulaşıyor. Depresif sonbahar aylarında yüreğinizi biraz daha dağlamak isterseniz Adele’in yeni albümünü bekleme süresinde bu albüme şans vermek isteyebilirsiniz.

Taylor Swift’in albümlerini neden yeniden kaydettiğini merak ediyor olabilirsiniz. Sizi Cemre’nin yazısına alalım.

Öneri Şarkılar: State of Grace (Taylor’s Version), Treacherous (Taylor’s Version), Nothing New (feat. Phoebe Bridgers) (Taylor’s Version) (From The Vault), I Bet You Think About Me (feat. Chris Stapleton) (Taylor’s Version) (From The Vault), All Too Well (10 Minute Version) (Taylor’s Version) (From The Vault)