SAYGI DURUŞU: THE KNIFE – DEEP CUTS

Bazen 2010’lar öncesi bir tarih gördüğümde üzerinden çok geçmemiş gibi geliyor. (Bu hissi bir tek ben yaşamıyorum, değil mi?) “The Knife’a saygı duruşu yazmalıyım” dedim, bir süre en sevdiğim şarkılarını dinledim. Hızlıca albümlerini gözden geçirdim ve ikinci albümleri şaheser Deep Cuts’ı 2004 yılında çıkardıklarını fark ettim: 16 YIL ÖNCE. 16 yıl önce Karin ve Olof bu albümü piyasaya sürdüklerinde muhtemelen heyecanla gelecek reaksiyonları beklediler ve hiç ummadıkları bir şey oldu. Albümün en tatlı şarkısı Heartbeats hit oldu, dizilerde çaldı, Jose Gonzalez ve Laura Marling’in de cover’larıyla arşa çıktı.

Peki Karin ve Olof’un gözü yükseklerde miydi? Sanmam.

1999 yılında kurulan The Knife iki kardeşten oluşuyor. Büyük kardeş Karin, The Knife’tan önce İsveç’in hatrı sayılır indie rock grubu Honey Is Cool’da vokal ve gitardan sorumluydu. 1999’da bir araya gelip 2004’te Deep Cuts’ı piyasaya sürdüler fakat grup hiçbir zaman “mainstream” olmaya ve çok fazla fan’a sahip olmaya ihtiyaç duymadı. Hatta 2013 tarihli Shaken the Habitual’a kadar kendilerini maskesiz çok az gördük. Kaldı ki, Shaking the Habitual’da bile kostüm ve makyajdan hangisi Karin, hangisi Olof, hangisi crew member ayırt etmek pek kolay değildi.

Deep Cuts’a geri dönecek olursak,

Albümün benim için en iyi şarkısı: Pass This On

Daha süper “Feminist Beyonce”nin o kadar da feminist olmadığı, LGBTİQ+ şarkıcıların sesini ne yazık ki şimdiki kadar net çıkaramadığı ve “Black Trans Lives”ın o kadar da “matter” etmediği bir dönemde The Knife zaten çok politikti.

İsveç’in havasından mıdır suyundan mıdır bilinmez, 2000’lerin başında göçmenlerin seccade önünde dans ettiği, maçoların trans bir şarkıcıya kur yaptığı şu klibi çekmek ciddi vizyon ister bence: 

Dans eden temiz suratlı ve flörtöz gencimiz Olof.

Klibin sonunda dik dik bakan, “I am in love with your brother” dizesinin ithaf edildiği kişi Karin.

Şarkının sözlerine baktığınızda “Kaliteli Sana Değil Kardeşine by Mercan” olarak tanımlanması çok da yanlış olmaz, değil mi? Bu şarkıyı çok sevdiğimiz filmlerden birinde de izlemiştik sanki:

Albümün en hit’i: Heartbeats

Yazının başında bahsettiğim “en tatlı şarkı”ya geri döndük. Bir aşk şarkısı olmak fazla tuhaf, fakat sözleriyle tekrar aşık eden bu şarkının The Knife’a ait olduğunu bilmeyen bir çoğunluk var. Heartbeats, Joze Gonzalez’in cover’ıyla tekrar gündeme geldiğinde kendine büyük bir fan kitlesi edindi. Şarkıyı daha sonrasında Laura Marling ve Ellie Goulding de cover’ladı, Rex the Dog remix’i şarkıyı farklı platformlara da taşıdı. Fakat orjinalini daha çok seven bir insan olarak, bir şarkının size dokunması ve içinizi ısıtması için “mellow” bir vokale ve akustik gitara ihtiyacı olmadığını söyleyebilirim.

one night of magic rush

the start a simple touch

one night to push and scream

and then relief

Albümün en oynağı: You Take My Breath Away

Bu şarkı, sadece dans etmeniz için tasarlanmış, The Knife’ın şimdiye dek yarattığı en eğlenceli şarkılardan. Ayrıca, İsveçli müzisyen Jenny Wilson’ın eşlik ettiği  You Take My Breath Away’in klibi, ikiliyi görebileceğimiz nadir kliplerden biri.

Bilen bilir, The Knife eksenterik bir grup, şarkılarında anlamlı şeyler söylemek ister, fakat bunu tuhaf bir şekilde yapar. Karin şarkıyı, şu sözlerle (adeta rap yaparak) bitiriyor:

i like vanilla and i like sex

i ride the pony that i like best

i knew i knew that there was something i missed

i was fifteen when i first got kissed

before i knew about the equality way

i wanted to get laid to “take my breath away”

Deep Cuts, bir albümün hem eğlenceli, hem ciddi / hem elektronik, hem politik olabileceğinin ilk kanıtlarından. Yukarıda saydığım 3 şarkının yanı sıra Got 2 Let You, You Make me Like Charity ve Girl’s Night Out gibi süper şarkıları da barındırıyor.

Yazıyı iç dağlayan bir cümle ile bitireyim: Grup, 2014’te dağıldı.

Karin müzik hayatına Fever Ray ile, Olof ise Oni Ayhun ile devam ediyor. Onları duyabilmek ve hala dinleyebilmek süper, fakat ben yine de bir gün bize aynı hisleri yaşatabilecekleri (Silent Shout ve Shaking the Habitual ile bizi asla hayal kırıklığına uğratmadılar) yeni bir The Knife albümü müjdesi alabileceğimiz konusunda ümitliyim.