İNCELEME: ANGEL OLSEN – BIG TIME

Daha öncesinde hayatınızın yeniden başladığını hiç hissetmiş miydiniz? Ya da senelerdir tanıdığınız birini aslında hiç tanımadığınızı fark ettiniz mi? Angel Olsen, geçtiğimiz 3 senede queer olarak “come out” etti (bunun Türkçe’sini bulamadım?), ailesini kaybetti ve yepyeni bir hayata başladı. Kayıplarını ve kazançlarını bir arada kabullendiği yeni albümü Big Time ise derin bir sevgi duyduğunuz arkadaşınızın hayatın öbür tarafından çıkışına tanıklık etme hissi veriyor.

Angel Olsen’ın şarkıları her zaman hüzünlü olmuştur ve her ne kadar tonunda hissedilmese dahi bana biraz sinirli gelmiştir. Ancak kaynağını hiçbir zaman bulamadım. Kendisinin müzik ile olan ilk bağı, evlatlık olarak verildiğinde biyolojik ailesinden ona yadigar kalan keyboard ile başlıyor. Geçmiş travmalarından zaman zaman bahsetse de kariyerinin 10 sene ötesinde öğreniyoruz ki Angel Olsen, bir o kadar da geleceği ile barışamıyordu. Pandemi döneminde kendisini queer olarak tanımlamaya başladı (diğer insanlara yani), ailesine açıldı ve hemen ardından yakın zaman aralıkları ile annesini ve babasını kaybetti. Sonrasında ise kendisini Big Time ile sonuçlanacak bir stüdyo sürecinde buldu. Angel Olsen, bu yeni albümünde kökleri koparılırken hayatını yaşayabilmek adına ardında tohumlar bırakarak yoluna devam ediyor.

Ailesinin vefatı, ilk queer ilişkisinin bitmesi ve hemen ardından hayatının aşkını bulması nedeniyle Big Time; yaşattığı duygular ve içerik anlamında oldukça ağır bir albüm. Ancak ben yine de Angel Olsen’ın yaşadıklarını dinleyiciye yansıtma konusunda temkinli olduğunu düşünüyorum. (Sonuçta bu kulaklar Sufjan Stevens’in Carrie & Lowell’ını da duydu) Big Time, tam anlamıyla 70’lerin country albümleri gibi tınlıyor. Bunun sebebi ise Angel’ın bu dönemde ağırlıklı bir şekilde Lucinda Williams dinlemesi. Lucinda’nın kendisi için bir konfor alanı olması, ağır bir dönemin ardından gelen güvenli olma isteği albümün şekillenme sürecini etkilemiş olabilir. Bu nedenle bu albümde Angel’ın en katıksız şekilde yaratıcı ilhamına yöneldiğini düşünüyorum. Birazcık iddialı olabilir, ancak ben gerçekten bu albümde tam olarak Angel Olsen ile tanıştığımızı düşünüyorum.

Artık 30’larında olan Angel Olsen, aklından ne geçiyorsa onu olduğu şekilde şarkı sözlerine yansıtma konusunda da cesur davranıyor. Biten ilk queer ilişkisinin ardından yazdığı Ghost On’da “Senin alıştığın geçmişe sığamam” diyor. Annesi ile olan telefon konuşmalarına atıfta bulunduğu This Is How It Works’te yeniden annesi ile konuşurcasına “Yeniden zor zamanlar geçiriyorum” diyor. Albüme adını veren ve partner’i ile birlikte yazdığı Big Time’da ise aşık olduğunu itiraf etmekten çekinmiyor. Hatta şarkının adı bile sevgilisi ile birbirlerine söyledikleri bir klişeden ibaret. Birlikte kahve içmeler, yan odaya kartpostal göndermeler, öpücükler… 30’larında bir kadının ilk gerçek aşkı bu. Bu nedenle bu şarkının albüm adı olması ise bence tesadüf değil.

Angel Olsen’ın bir önceki albümü All Mirrors için incelememde şöyle demişim: “…ortasında bulunduğu bir yolculukta bir sanatçının uğraması gereken bir durak gibi; ancak yolculuğun nerede sonuçlanacağına işaret ettiğini düşünmüyorum.” Her ne kadar Angel’ın başına gelen bunca olayı öngöremeyecek olsam da müzikal anlamda Big Time ile Angel’ın beklediğim zirveye ulaştığını düşünüyorum. Olsen’ın spontane ve katkısız tınılarının bir önceki albümde yaylılar ile süslenmesini kabul edememiştim. Daha öncesinde 3 kere tanıştığım ve kişisel sohbet de etme şansı da yakaladığım bu kadın, benim için oduncu gömleği rahatlığı sağlıyordu. All Mirrors ise daha çok balo elbisesi gibiydi, üzerime oturmadı. Yeni albümde ise Angel, müziğinden aldığımız o hüzünlü ve sinirli yanını kucaklıyor ve tamamen sanatına akıtarak en saf hâlini yansıtıyor. Angel Olsen’ı gerçek anlamda tanıdığımızı hissediyorum. Tabii o her kimse…

Angel Olsen ile 2015 yılında yaptığımız röportaja buradan,

2015 Salon İKSV konseri incelemesine buradan,

MY WOMAN albüm incelemesine buradan,

All Mirrors albüm incelemesine buradan,

Sharon Van Etten ile geçtiğimiz sene yayınladığı Like I Used To şarkısına buradan ulaşabilirsiniz.